Examples of using "T'inquiète" in a sentence and their turkish translations:
Endişelenme!
Aldırma. Ben hallederim.
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.
Merak etmeyin. Tamam.
Sen benim için endişelenme.
Onun hakkında endişelenme.
Sizi ne rahatsız ediyor?
- Boş ver!
- Önemli değil!
- Hiç düşünme!
İçin rahat olsun, her şey yoluna girecek.
Benim köpeğim hakkında endişelenmeyin.
Üzülmeyin, her şey düzelecek.
Testin sonucundan endişelenme.
Endişelenme. Bu yaygın bir hata.
- Üzülme, yapacağım.
- Endişelenme yapacağım.
Merak etme. Her şey yolunda.
Böyle aptalca bir şey için endişe etme.
Merak etme, sonunda her şey iyileşir."
ama merak etmeyin kimsenin umurunda bile değilsiniz
Endişelenme. Karın vefasız değil.
Merak etme. Bana güvenebilirsin.
Seni ne rahatsız ediyor?
"Üzgünüm!" "Önemli değil. Merak etmeyin."
Endişelenme. Sana öfkeli değilim.
Endişelenme, mutlu ol!
Endişelenme. Onu bulacağız.
Kusura bakma.
Üzülmeyin. Tom'u bulacağız.
Endişelenme. Bunu ben yapacağım.
Ailen hakkında endişelenme.
Bu konuda endişe etmeyin.
Endişelenme! Zaten burada hiçbir şey olmaz.
Tüm endişelendiğin şey bu mu?
Benim hakkımda endişe etmeyin.
Yarınki sınav hakkında gergin olmamalısın.
Merak etmeyin. Tom bizi hayal kırıklığına uğratmayacak.
Seni ne endişelendiriyor?
Seni neyin rahatsız ettiğini anlamıyorum.
Sevgilim, endişe etme. Döndüğünde her şey hazır olacak - Bulaşıklar, ütüleme, her şey... Güzel bir banyo yapmaktan ve kendini kurulamaktan başka bir şey yapmak zorunda kalmayacaksın.
Merak etmeyin!
- O konuda endişelenme.
- Onu dert etmeyin.
Endişelenmeyin. Size her şeyin iyi olacağını söyledim.