Examples of using "Fierté" in a sentence and their turkish translations:
Gurur duymak -- gurur esastır.
Benim gururum var.
Ben gururumu yuttum.
Tom gururunu yuttu.
Gururuna ne oldu?
Fakat aynı zamanda, destek ve güç vermek
Bu, ulusal bir gurur meselesi.
onunla daha çok gurur duymuyoruz
O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.
Gururla söyleyebilirim ki memleketim Oslo'da
Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.
New York'un müzeleri şehrin gururudur.
Hayatımın en gurur verici anıydı.
Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.
Ama bunun altında, buraya gelebilmek için
Tom gururunu yutmak ve yardıma ihtiyacı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.
vurdurdu. Daha sonra birliklerini yeniden organize etti
Onun gururu başkalarından yardım istemeyi önledi.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.