Examples of using "Espérance" in a sentence and their turkish translations:
ve tabii ki daha kısa ömür beklentisi var.
- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.
Deniz kaplumbağalarının uzun bir ömrü vardır.
Sigara içmezseniz, ömrünüzü uzatabilirsiniz.
- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.