Examples of using "Ennuyeuse" in a sentence and their turkish translations:
Ben sıkıcıyım.
- Ne sıkıcı bir görev!
- Ne sıkıcı bir vazife!
Kaliforniya sıkıcı.
Bu cümle sıkıcı.
Hayatım sıkıcı.
Normallik sıkıcıdır.
Bu video sıkıcı.
Bu şehir sıkıcı.
Bugün sıkıcı bir gündür.
Tom'un partisi sıkıcıydı.
Ben sıkıcıyım.
Dramanın ikinci yarısı biraz sıkıcıydı.
Simetri sıkıcıdır.
- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada yaşam sıkıcıdır.
Bu sıkıcı oyunu izlemekten usandım.
Bu sıkıcı hayata razı olamam.
Tom tanıdığın en sıkıcı insan.
İncelenmemiş hayat yaşamaya değmez.
Gösteri o kadar sıkıcıydı ki Ann ve ben uykuya daldık.
Hiç kitap olmasaydı, hayat hiç şüphesiz çok sıkıcı olurdu.
O, akşamı sıkıcı ve ilgi çekmeyen, kısaca, bir zaman kaybı buldu.
Ben gerçekten sıkıcı mıydım?
Bu parti biraz sıkıcı, öyle değil mi?
İnsanlar hafta sonunda ne yaptıkları hakkında sık sık yalan söylerler. Böylece arkadaşları onların gerçekten ne kadar sıkıcı olduklarını fark etmez.