Examples of using "Directe" in a sentence and their turkish translations:
Sen direktsin.
Şimdi, hakikaten burada kişisel çıkarlı hareket
Ben direktim.
Direkt olacağım.
Kimisiyse daha direkt bir rota tercih ediyor.
doğrudan doğruya eleştiri başladı artık burada
Çok direktsin.
Ancak, Japonca sürümün doğrudan çevirisidir.
Başarı için basit bir yol yoktur.
Kimyasal maddeyi doğrudan güneş ışığına maruz bırakma.
Sen gözlerini direkt güneş ışığından korumalısın.
Varsovie ve Berlin arasına direkt hat var mı?