Examples of using "égoïste" in a sentence and their turkish translations:
Ben bencilleşiyordum.
Ne bencil bir kadın!
Sen bencilsin.
Tom bencil.
Ben bencilim.
Sen bencilsin.
O bencil bir kadındır.
O gerçekten bencil.
Sen gerçekten bencilsin.
Nasıl bu kadar bencil olabiliyorsun?
- Eniştem gerçekten bencil.
- Kayınbiraderim gerçekten bencil.
Sen bir domuzsun.
Şimdi, hakikaten burada kişisel çıkarlı hareket
O, çok bencil bir kişidir.
O can sıkıcı ve bencildir.
O bencil bir kişidir.
O bencil ve hırslıdır.
Ben bencilim. Bunu kabul ediyorum.
- Bencil değilim.
- Ben bencil değilim.
Şeytan bir egoisttir.
"Çocuk yapman bencilce olur."
Tom'un bencil olduğunu düşünüyorum.
Sen her zaman çok bencil miydin?
Bencil olmayı durdurman gerekir.
Bu kadar düşüncesiz ve bencil olma.
Hey, bu kadar bencil olma, Tom.
Bence o biraz bencil.
Thomas'ın büyük bir kusuru var: o, bencildir.
Ben bencil olmak niyetinde değilim.
Onun güzel olduğu doğrudur, ama bencil.
Belki sen haklısın, ben bencilce davrandım.
Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını
Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev" hikâyesini 1888'de yazdı.
özür onun lugatında yok çünkü tam bir egoist
Bencil bir adam kendi duygularından başka hiçbir şey düşünmez.
Oğlunun bencil bir çocuk gibi davranmasına izin vermemelisin.
Bir değişiklik için biraz daha az bencil olmaya çalışır mısınız?
"Soult'un karakteri zor ve her şeyden önce egoist" diye yazdı biri, "
Bu çocuğu şımartmamalısın çünkü onu bencil hâle getiriyor.