Examples of using "D'ancêtre" in a sentence and their turkish translations:
L'éléphant et la girafe n'eussent-ils pas d'ancêtre commun, comment quelqu'un aurait-il pu remarquer qu'ils avaient exactement le même nombre de vertèbres dans le cou ?
Fil ve zürafanın ortak ataları olmasaydı biri onların boyunlarında tam eşit sayıdaki omurgaya sahip olduklarını muhtemelen nasıl fark edebilirdi?