Examples of using "Commencent" in a sentence and their turkish translations:
Dersler pazartesi günü başlıyor.
Bugün tatilim başlıyor.
Kaynaklar tükenmeye başlıyor.
Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor.
İnsanlar konuşmaya başlıyorlar.
Erkenciler kaldırımları doldurmaya başlıyor.
Bu midyeler koral resiflerden kaybolmaya başladığında,
Yaz tatili temmuzda başlar.
Cümleler büyük harfle başlar.
Çocuklar yoruluyorlar.
İşler biçimlenmeye başlıyor.
Dersler saat sekizde başlar.
Ebeveynlerim muhtemelen endişe etmeye başlıyor?
Yaz tatili temmuz ayında başlar.
İşler ilginçleşmeye başlıyor.
Noel tatili ne zaman başlıyor?
Toplantımız nadiren zamanında başlar.
Almanlar Avrupa hakkında şüphe etmeye başlıyorlar.
Ekimde yapraklar dökülmeye başlar.
Bütün bu tartışmadan bana gına gelmeye başladı.
"Y" harfiyle başlayan kaç tane ülke var?
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
Balık baştan kokar.
Tüm yolculuklar ilk adımla başlar.
insalar yavaş yavaş ama içten şekilde gülmeye başladı.
Çocuklar okula altı yaşında başlarlar.
Çiçekler büyümeye başlıyor ve her şey yeşil oluyor.
Her canavar birinin bebeği olarak başlar.
orta yaşlarda azalmaya başlıyor ve menopoz boyunca azalıyor,
bu nehirlerin suları çekilmeye başlar,
Komşular çok gürültü yapıyorlar - onlar canımı sıkmaya başlıyorlar.
Okul sabah sekiz buçukta başlar.
şimdiye kadar düşünmedikleri bir güçle mücadele etmezsek
Gezegenin engin alanları donmaya başlıyor. Her gece daha da uzun sürüyor.
Size ne kadar büyük bir esin kaynağı olduğunuzu söylemeye başlıyorlar.
gelince , enfeksiyona maruz kaldıktan üç ila
Avrupa'da okul Eylül ayında başlar.
Her neyse, işler değişmeye başladı. Pek çok Güney Koreli genç Avrupa'dan ve
Ebeveynlerim endişelenmeye başlamadan önce eve gitmeliyim.
Tahta kaşıklar çok uzun süre lavaboda bırakılırsa küflenmeye başlar.
İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.
Arkadaşların sana ne kadar genç göründüğünle ilgili iltifat etmeye başlarsa, bu yaşlandığına dair kesin bir işarettir.
En azından ingilizce olarak, tüm kıtaların adı, başladıkları harfle biter.
"Tom! Bu cümlelerin çok bencil olduğunun farkında mısın?: Onlar her zaman ya seninle başlıyor ya da seninle bitiyor! Hatta her ikisi!" o, Tom'a serzenişte bulundu.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.