Examples of using "Certainement" in a sentence and their turkish translations:
Kesinlikle keşke gitsen.
O, onu biliyor.
Onunla görüşmek için kesinlikle gideceğim.
- Her halükarda onu yapacağım.
- Ne olursa olsun onu yapacağım.
Kesinlikle biziz.
O, kesinlikle akıllıdır.
Onu kesinlikle özleyeceğim.
Kesinlikle onu özleyeceğim.
Bu kesinlikle aşktı.
Tom kesinlikle onaylamaz.
Tom kesinlikle beni aptal yerine koydu.
Sen kesinlikle çok sigara içiyorsun.
O, kesinlikle kırk yaşın üzerindedir.
- Yağmur kesin yağacak.
- Yağmur kesinlikle yağacak.
Ben kesinlikle senin arkadaşın değilim.
ula illa ki bir beden alacakalar
O çok meşgul olmalı.
Bu beni kesinlikle mutlu ederdi.
- Senin planın başarılı olacağı kesin.
- Planınız kesinlikle başarılı olacak.
Biz kesinlikle ummuyoruz.
Fiyatlar kesinlikle yükselecek.
Evet, kesinlikle katılıyorum.
Kesinlikle o zeki bir çocuk.
Annem kesinlikle hayır diyecek.
O tam saatinde gelecek.
Tom kesinlikle Mary'yi aptal yerine koydu.
Tom kesinlikle şarabını seviyor.
Kesinlikle bir geri ödeme istiyorum.
- Çabanız mutlaka sonuç verecek.
- Çabanız mutlaka meyvesini verecek.
Kesinlikle tüm yardımını takdir ediyorum.
ve kesinlikle hayal kurmuyorlar.
O kesinlikle cesaretsiz değil.
O, kesinlikle zaman kaybıdır.
O, onu dün yapmış olmalı.
Sen kesinlikle meşguldün.
Kesinlikle o parayı kullanabilirim.
Kesinlikle mümkündür.
Ben kesinlikle Tom'a oy vereceğim.
Kesinlikle o bu gece beni arayacak.
Tom kesinlikle benim oyumu almayacak.
Tom kesinlikle mesajı aldı.
Tom kesinlikle hepimizi enayi yerine koydu.
Tom kesinlikle hoş bir araba sürer.
Gerçekten çok ballıydım.
Yer kesinlikle görülmeye değer.
Evet, o kesinlikle öyledir.
Seni yarın mutlaka ziyaret edeceğim.
Bu geceden önce iyi yağmur yağabilir.
Keşke kesinlikle daha iyi Fransızca konuşabilsem.
O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
Tom kesinlikle çok Fransızca bilir.
Tom'un kesinlikle söyleyecek bir şeyi vardı.
Tom kesinlikle ona oy vermedi.
Tom kesinlikle kazanmayı beklemiyordu.
Sözü tamamen unutmuş olmalı.
Kesinlikle incinmediğine memnun oldum.
Bu kesinlikle benim istediğim değil.
Tom'un kesinlikle anlatacak ilginç bir hikayesi vardı.
Tom kesinlikle erken yatmaya gider.
Tom kesinlikle hepimiz için konuşmaz.
Tom'un kesinlikle daha fazla paraya ihtiyacı yok.
Senin düşmanın kesinlikle benimki değil.
Yağmur yağması kesin gibi.
Daha iyi bir dünya için bir yapı inşa etmiş olursunuz.
Müslümanların kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını
Susan gelmeyebilir, ama Betty kesinlikle gelecek.
O, gençken güzel olmalı.
Öğrenirse kesin çok kızacak.
Tom'un kesinlikle onun hakkında düşünecek çok zamanı vardı.
Tom yardımın olmadan kesinlikle başaramazdı.
O henüz gelmedi. Kesinlikle otobüsü kaçırmış olacak.
Çünkü şüphesiz bir erkek olarak öfkemi ifade etmeme izin veriliyordu.
fakat bunu sağlayabilecek yasa ve çözümler için
ama aklıma geldi bak mutlaka deneyeceğim
ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.
Bir lokma daha yiyemezdim.
Kesinlikle çıldırıyorum.
Evet, elbette.
ama rahatsız edilir veya kışkırtılırlarsa kendilerini savunurlar.
ama mutlaka çocukluğunuzdan şu sahneyi hatırlarsınız
- Evet, elbette.
- Evet, tabii ki de.
Pazartesi kesinlikle haftanın en sevdiğim günü değil.
İster istemez, bir gün kesinlikle öleceksiniz.
Tom kesinlikle o tür cezayı hak edecek bir şey yapmadı.
Tom kesinlikle yarın orada olmayı planlamadığı izlenimini verdi.
Tom kesinlikle Mary'ye yardım etmeyi umursuyor gibi görünmüyor.
Tom kesinlikle seksenin üzerindeymiş gibi görünmüyor.
Yağmur kesinlikle yağacak.
Stresin sağlıksız alışkanlıklara yol açması kesinlikle mümkün
ihtiyaç duyar . Kuşkusuz, farklı alanlarda uzmanlaşan ve her planda söz sahibi olanların yanı sıra
Suç, büyük şehirlerimizin çoğunda kesinlikle artmaktadır.
Olimpiyat altın madalyası muhtemelen en imrenilecek spor ödülüdür.
Eğer şimdi gidersen, bir trafik sıkışıklığına yakalanacağına eminim.