Examples of using "Boursier" in a sentence and their turkish translations:
Hisse senedi fiyat endeksi, tüm zamanların en yükseğine yükseldi.
Menkul kıymetler borsası sürüp giden bir ekonomik kriz içindedir.
Borsayla uğraşan insanlar bilir. Bu neredeyse imkansızdır.
Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.
New York'ta Ekim 1987 borsa krizi hâlâ etkili bir şekilde hatırlanmaktadır.
Borsaya 800 dolar ile başlayıp iki hafta sonra 350 milyon dolar para kazanmıştı