Examples of using "Savent" in a sentence and their turkish translations:
Onlar balık tutabilirler.
Onların hepsi biliyorlar.
Onlar dans etmeyi bilirler mi?
Onun kim olduğunu biliyorlar.
Onlar dans etmeyi biliyor mu?
Onlar zaten biliyorlar.
Onlar ne olduğunu biliyor.
Onlar bizim bildiğimizi biliyorlar mı?
Onlar ne olduğunu biliyor.
Anne baban bunu biliyor mu?
ama bir şekilde bunu biliyorlar
- Onlar hiçbir şey bilmiyorlar.
- Hiçbir şey bilmiyorlar.
Tavşanlar yüzebilirler.
Onlar bunu zaten biliyorlar.
Neredeyse tüm öğrenciler onu biliyor.
Onlar benim adımı bilmiyorlar.
Bilen konuşmaz, konuşan bilmez.
Onlar neler olduğunu biliyor.
Onlar burada olduğumuzu biliyor.
Ailen nerede olduğunu biliyor.
Tabii heceleyebilirseniz.
Onlar ne anlar ki?
Onların her ikisi de Fransızca konuşabilir.
Çocuklar bile onu bilir.
Onlar dans edemez.
Tavşanlar yüzebilir mi?
Aileniz onu bilmeli.
Her vahşi dans edebilir.
Onlar bizim polis olduğumuzu biliyor.
Onlar ne eksik olduğunu bilmiyorlar.
Benim bihaber olduğum neyi biliyorlar?
Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.
Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
Hatta sebebini bile bilmiyorlar.
Ebeveynlerimin bildiğini düşünüyorum.
Bizim bilmediğimiz neyi biliyorlar.
Birkaç adam kaç yaşında olduğunu biliyor.
Bütün çocuklarım Fransızca konuşabilir.
Onlar henüz bilmiyorlar.
Her kuş ötemez.
Onlar onu nasıl yapacaklarını bilmiyorlar.
Birçok denizci yüzemez.
Onu kaç tane insan yapabilir?
Az sayıda kişi onu nasıl yapacağını biliyor.
Onlar Tom'un gidip gitmediğini bilmiyorlar.
Her iki ebeveynim de yüzemez.
Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.
Onlar balık tutabilirler.
Ama Carver'ın bunu neden yaptığını herkes bilmez.
bunu bilmeyenler şunun için sürüyor
Köpekler yüzebilir.
Bu, kadınların zaten bildiği bir şey.
Onu herkes bilir.
Şu kızları gözle, onlar yüzmeyi bilmiyor.
Japon olduğumu bilmiyorlar.
Onlar bir yıldız işaretinin nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.
Ben biliyorum, onlar biliyor. Bunu niye gereksiz yere uzatayım?
Tom ve Mary John'un yalan söylediğini biliyorlar.
Almanca konuşabilirler.
Tom ve Mary, John'un bunu yaptığını biliyor.
Lütfen bilimin b sini bilmeyen insanlar bir şeyler bildiğini zannedip konuşmasın ya
Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.
Çünkü bunu bir çoğumuz bilmiyoruz
hayır ölmüyorlar. Yüzebiliyorlar üstelik
Ailemin bundan haberi var.
Bazen eleştirmenler neyi eleştirdiklerini bilmiyorlar.
Dünyada üç farklı tipte insan vardır: sayı sayabilenler ve sayamayanlar.
Sanırım onlar benim bir yalancı olduğumu bilmiyorlar.
Bu ise, öğrencilerimizin mutluluklarını, sorunlarını ve kaygılarını
ve bu hızlı değişimin zorunlu olduğunu bilmiyorlar.
Acı çekmenin hayatın bir parçası olduğunu bilirler.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.
yağmurun ne zaman yağacağını önceden biliyorlar
Onlar parayla ne yapmaları gerektiğini bilmiyor.
Onu bilmeyen az erkek var.
Yaşlı olanlar genç olanlara göre her zaman daha fazla bilmiyorlar.
Gerçek anlamı birkaç kişi biliyor.
Tom ve Mary ne olduğunu bilmiyor.
- Mary ve john her ikisi de yüzemez.
- Hem Mary hem de John yüzemezler.
Polis bir suç ortağın olduğunu bildiğini söylüyor.
Ve onlar mükemmel tasarlanmış ürünler üretti.
Ancak, çoğumuz bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Mike ve kız kardeşi Fransızca konuşabilirler fakat onlar Japonca konuşamazlar.
Bay Itsumi'nin Kansai'li olduğunu çok az sayıda kişi bilir.
Tanrım, onları bağışla; zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.