Translation of "Blessures" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Blessures" in a sentence and their turkish translations:

136 blessures

136 kişinin yaralanması

Nous avons des blessures.

Yaralarımız var.

- Tom récupère de ses blessures.
- Tom se remet de ses blessures.

Tom yaralarını atlatıyor.

Elle a nettoyé les blessures,

Yaralarını temizlemeye çalıştı

Ses blessures sont toutes superficielles.

Onun yaralarının hepsi haricidir.

Qui ne porte pas de blessures.

bu bir yara taşımaz.

Le docteur a bandé mes blessures.

Doktor yaralarımı sardı.

Tom a guéri de ses blessures.

Tom'un yaraları iyileşti.

Et essentiel pour la guérison des blessures.

ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.

Quelques pompiers ont souffert de blessures légères.

Birkaç itfaiyeci hafif yaralandı.

- Malgré leurs blessures sévères, ils étaient tous de bonne humeur.
- Malgré leurs blessures graves, ils étaient tous de bonne humeur.

Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.

Ils ont décidé de dépasser les blessures du passé.

Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.

Un officier de police a subi des blessures mineures.

Bir polis memuru hafif yaralandı.

Et la vulnérabilité nous expose aux blessures et aux jugements.

ve hassas olmak, bizi kırılmaya ve yargılanmaya müsait hâle getiriyor.

Beaucoup de soldats souffrirent de terribles blessures dans la bataille.

Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

Il a eu trois blessures par balle dans le torse.

Göğsünde üç kurşun yarası vardı.

Ils veulent que nous ouvrions plus de blessures dans nos sociétés,

Toplumda daha fazla kanayan yara oluşmasını

Il y a certaines blessures que le temps ne guérit pas.

Zamanın iyileştiremeyeceği yaralar vardır.

Le médecin a dit que tu ne devrais pas gratter tes blessures.

Doktor sana yaralarını kaşımaman gerektiğini söyledi.

- Les blessures de Tom ne sont pas considérées comme une menace pour sa vie.
- Les blessures de Tom ne sont pas considérées comme menaçant son pronostic vital.

Tom'un yaraları hayatı tehdit olarak düşünülmez.

Je fais des étirements avant de faire des exercices pour éviter des blessures.

Egzersiz yapmadan önce yaralanmayı önlemek için gerinirim.

«Le maréchal est mort ce matin des blessures qu'il a reçues sur le champ d'honneur.

“Mareşal bu sabah namus sahasında aldığı yaralardan öldü.

Alors qu'il se remettait de ses dernières blessures dans cette bataille, Lannes reçut de douloureuses nouvelles de chez lui:

Bu savaşta aldığı son yaralar iyileşirken Lannes, evinden acı bir haber aldı:

À partir de la position des blessures sur le corps, la police a pu déclarer que l'attaquant était gaucher.

Yaraların vücuttaki konumundan, polis saldırganın solak olduğunu tespit etti.

De ses 1,5 mètre de haut, ce mammifère de 100 kilos est puissant et parfaitement capable d'infliger des blessures mortelles.

1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.

Des blessures et de la fièvre l'ont alors forcé à se remettre en convalescence à Varsovie, et à rater ainsi la bataille d'Eylau.

Yaralar ve ateş, onu Varşova'da iyileşmeye zorladı ve bu nedenle Eylau Savaşı'nı kaçırdı.

Il y a quatre causes principales de décès liés à l'alcool. Les blessures dans les accidents automobiles ou la violence en est une. Les maladies comme la cirrhose, le cancer, les maladies cardio-vasculaires en sont les autres.

Alkolle ilgili ölümün dört ana nedeni vardır. Araba kazalarından ya da şiddetten yaralanma biri, karaciğer sirozu, kanser, kalp ve kan sistemi gibi hastalıklar diğerleri.