Examples of using "Barrage" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir baraj yakınında yaşıyorum.
Bu bir kunduz barajı.
Ben bir barajın yanında yaşıyorum.
Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyorlar.
Bu baraj su ve elektrik ihtiyacımızı karşılar.
Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.
Köylüler bir baraj inşaatı nedeniyle yerinden edildi.