Translation of "Aboyer" in Turkish

- Il entendit le chien aboyer.
- Il a entendu le chien aboyer.

Köpeğin havladığını duydu.

- Les chiens ont commencé à aboyer.
- Les chiens commencèrent à aboyer.

Köpekler havlamaya başladı.

- Le chien se mit à aboyer.
- Le chien s'est mis à aboyer.

Köpek havlamaya başladı.

Nous pouvons entendre le chien aboyer.

Köpeğin havlamasını duyabiliyoruz.

- Tout à coup, le chien se mit à aboyer.
- Soudainement, le chien a commencé à aboyer.

Aniden, köpek havlamaya başladı.

J'ai entendu un chien aboyer au loin.

Uzakta bir köpeğin havladığını duydum.

Soudain, un chien se mit à aboyer.

Aniden bir köpek havlamaya başladı.

Le bruit a fait aboyer le chien.

Gürültü, köpeği havlattı.

J'entends un chien aboyer dans les bois.

Ormanda bir köpeğin havladığını duydum.

L'un des chiens se mit à aboyer.

Köpeklerden biri havlamaya başladı.

Le chien a continué à aboyer toute la nuit.

Köpek bütün gece havlamaya devam etti.

Tout à coup, un chien se mit à aboyer.

Birdenbire bir köpek havlamaya başladı.

Ce chien est dressé pour aboyer après les étrangers.

Bu köpek yabancılara havlamak için eğitilir.

Aussitôt que le chien me vit, il se mit à aboyer.

Köpek beni görür görmez, havlamaya başladı.

- Je n'entends pas aboyer.
- Je n'entends pas d'aboiement.
- Je n'entends pas d'aboiements.

Havlamayı duymuyorum.