Examples of using "8h30" in a sentence and their turkish translations:
Ders 8:30 da başlar.
Onlar 8:30 trenine binecekler.
İngilizce ders 8:30 da başladı.
O, 8.30 trenini kaçırdı.
Bu sabah beş dakikayla 8.30 trenini kaçırdım.