Examples of using "énervé " in a sentence and their turkish translations:
Tom öfkeli görünüyor.
O kızgın görünüyor.
Öfkeli görünüyorsun.
Ben kırgın ve üzgündüm.
O gerçekten öfkeli.
O beni gerçekten kızdırdı.
Tom çok kızmaya başladı.
Kızgın görünüyorsun.
Onun kaba davranışı beni kızdırır.
Onların kaba davranışı beni kızdırır.
Ah, biraz kızgınım!
Yeni çocuğun sinirsel bir kekemeliği vardı.
Üzgün müsün?
Bana neden üzgün olduğunu söyle.
Tom onun hakkında biraz öfkelenmiş.
Öfkeliyim.
Kızgınım çünkü açım.
O kadar heyecanlıydım ki uyuyamadım.
Heyecanlı hissettim.
- Hiçbir şey söylememem onu kızdırdı.
- Hiçbir şey söylemedim; bu da onu kızdırdı.
Tom çok heyecanlı.
Tom üzgün oldu.
O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı.
O gerçekten kızgın.
O, arkadaşlarının cinayetiyle kızdırıldı.
O kadar heyecanlıydım ki uyuyamadım.
Niçin üzgünsün?
Tom kızgın görünüyor.
Eteğim bu kadar kısa olduğu için mi bana kızgınsın?
Tom kızgın görünüyor.
Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.
- O kızgın değil.
- O öfkeli değil.
- O sinirli değil.
Sen kızgın değilsin, değil mi?
Tom'un kızmak için nedenleri vardı.
Kızgın olduğunu söyleyebilirim.
- Hiçbir şey söylememem onu kızdırdı.
- Hiçbir şey söylemedim; bu da onu kızdırdı.
Tom'un söylediği seni kızdırdı, değil mi?
O, telefonda beni o kadar kızdırdı ki telefonu yüzüne kapattım.
Gerçekten öfkelendin mi