Examples of using "Étudie" in a sentence and their turkish translations:
Çalış.
Tom çok çalışır.
Öğrenin!
O İngilizce çalışıyor.
O, tarım eğitimi görmektedir.
O çok çalışır.
Çalış!
Sıkı çalışıyor.
Carol İspanyolca çalışıyor.
O çok fazla çalışır.
"O ne zaman çalışır?" "Akşam yemeğinden önce."
Burada ders çalış.
Monika çok ders çalışıyor.
O Çince eğitimi görüyor.
O matematik eğitimi alıyor.
Oğlum ekonomi okuyor.
Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.
Tom Fransızca öğreniyor.
Eskisinden çok daha fazla çalışıyor.
Bundan sonra daha sıkı çalış.
Tom Boston'da okuyor.
Tom Harvard'da okuyor.
Üniversite öğrencisi mühendislik okuyor.
- Yumi yoğun biçimde İngilizce eğitimi alıyor.
- Yumi yoğun biçimde İngilizce çalışıyor.
Tom gazetecilik okuyor.
Tom dersini çalışıyor.
Tom nerede okuyor?
O her zaman çok çalışır.
O, üniversitede tarih eğitimi yapıyor.
O, her zamanki kadar çok çalışır.
Maria odasında çalışıyor.
Üniversitede tarih okuyor.
O öğrenci sosyoloji öğrenimi görüyor.
Çağdaş edebiyat okuyor.
Tom ayrıca Fransızca çalışıyor.
Tom kütüphanede çalışıyor.
Oda arkadaşım Çince okuyor.
O da Çince öğreniyor.
O her zaman çalışıyor.
Tom da Fransızca okuyor.
Modern edebiyat eğitimi alıyor.
Tom hâlâ Fransızca okuyor.
Tom her gün Fransızca çalışır.
O, çalışırken onunla konuşma.
O, her gün İngilizce çalışır.
O çok sıkı çalışan bir öğrencidir.
- O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
- O, Amerikan Tarihi Bölümünü okuyor.
O, çok sıkı biyoloji çalışır.
Carol üç yıldır İspanyolca eğitimi yapmaktadır.
O, her gün İngilizce çalışır mı?
Bu cümleleri çalışın.
Sıkı çalış.
Carol çok sıkı çalışıyor. Henry de öyle.
O, şimdi kütüphanede çalışıyor.
Kyoto Üniversitesinde öğrenim görüyor.
Tom çalışıyorken rahatsız edilmektan nefret eder.
Tom, Fransızca mı çalışıyor?
Bu; evrim ağacında, dinozorların yaşayan mirasçılarının anatomilerini --
Mary, her zaman günde iki saat çalışır.
Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.
O, masasında çalışıyor.
- O çalışıyor.
- Ders çalışıyor.
- Sekiz yıldır Fransızca okuyor.
- Sekiz yıldır Fransızca çalışıyor.
Çok çalış böylece başarısız olmazsın.
O bir doktor olma ümidiyle okuyor.
O, okuldan sonra kütüphanede çalışır.
- Tom neden Fransızca öğreniyor?
- Tom neden Fransızca okuyor?
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.
Magdalena, Łódź Japon Okulunda okuyor.
Sınavları geçebilmek için çok çalışıyor.
Portekizcenin tarihini çalışıyoruz.
Çocuklardan biri ders çalışıyor ama diğerleri oyun oynuyor.
O Çince öğreniyor.
Tony akşam yemeğinden sonra çalışır mı?
O astronomi ya da yıldızların bilimini okur.
daha sonra kuzenleri diyebileceğimiz
Tom'un ebeveynleri onun daha çok çalışmasını istedi.
- Tom ders çalışırken müzik dinlemeyi sever.
- Tom çalışırken müzik dinlemeyi sever.
Çok çalış ve elinden gelen her şeyi öğren.
üç, dört, belki beş yıl çok çalıştık,
Biz daha çok çalışmalıyız.
Yoko, şimdi Londra'da. O İngilizce eğitimi görüyor.
Biz Fransa'da insanları, Almanya'da kitapları araştırıyoruz.