Examples of using "Écouter" in a sentence and their turkish translations:
Senin dinlemen gerekiyor.
dikkatlice dinlemenin,
Dinlemek istedik.
Dinlemelisin.
- Dinleyeceksin.
- Dinleyeceksiniz.
Tom'u dinlemeyi severim.
- Tom podcast dinlemekten hoşlanıyor.
- Tom internete kopyalanan yayınları dinlemeyi sever.
Onun tavsiyesini dinlemelisin.
Anneni dinlemelisin.
Keşke uyarılarını dinleseydim.
Hey herkes, lütfen dinleyin.
Kimse dinlemek istemiyordu.
- Hiç kimse dinlemek istemezdi.
- Kimse dinlemek istemezdi.
Siz arkadaşlaın şarkı söylemesini dinlemeyi seviyorum.
Dinlemiyormuş gibi davrandı.
- Sanırım dinlemelisin.
- Sanırım dinlemen gerekiyor.
- Dinlemen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence dinlemelisin.
- Bana kalırsa dinlemelisin.
TV izlemek eğlenceli.
Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.
Dinlemeye devam.
Tom dinlemeyecek.
Karını dinlemen gerekir.
Dinlemek için buradayım.
O, radyo dinlemeyi sever.
Daha dikkatli dinlemeliydim.
Müzik dinlemeyi severim.
O, müzik dinlemeyi sever.
Pop müzik dinlemek istiyorum.
Artık kimse bizi dinlemiyor gibi görünüyor.
Çocuklar aşk hikayelerini severler.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
Ben bunu dinlemek zorunda değilim.
İyi müzik dinlemeyi severim.
Tom'u daha yakından dinlemeliydim.
Lütfen dinleyin ve İspanyolca olarak yazın.
Onu dinlemek zorunda değilim.
Susan müzik dinlemekten hoşlanır.
Sesi dinlemek için hoş.
Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.
Tom'un hikayeleri anlatmasını dinlemeyi seviyorum.
Dikkat etmek ve dinlemek zorundayız.
Onların bizi duyacağını sanmıyorum.
kendinizden emin misiniz?
Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.
Klasik müzik dinlemeyi çok severim.
Dinlemiyormuş gibi davrandı.
Seni dinlemeliydim.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
Onun konuşmasını dinlemek her zaman hoş.
Tom klasik müzik dinlemeyi sever.
- Seni şarkı söylerken dinlemeyi seviyorum.
- Sizi şarkı söylerken dinlemeyi seviyorum.
Hikâyemi dinlemek istiyor musun, istemiyor musun?
İstediğimi dinleyebiliyorum.
Tom'un gitar çalmasını dinlemeyi seviyorum.
Onların yeni plaklarını birlikte dinleyeceğiz.
Klasik müzik dinlemeyi sever misin?
Ben sadece biraz müzik dinlemek istedim.
Kendimi onun plaklarını dinlerken buldum.
Bizi tekrar dinlemeye davet ediyoruz.
Müzik dinlemek, tercih ettiğim bir eğlencedir.
Onun söylediğini dinlemek zorunda değilsin.
Onun bizi duyacağını sanmıyorum.
Haber dinlemek için radyoyu açtım.
Onun söylediğini dinlemek zorunda değilsin.
istediğimiz herhangi bir şarkıya ne zaman istersek ulaştık.
Ve her şeyden önce, birbirimizi açık fikirle dinleriz.
Bu yüzden onların tavsiyelerine sırtımı dönmeye karar verdim
Dinleyecek kimseyi bulamazsanız
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
- Tom ders çalışırken müzik dinlemeyi sever.
- Tom çalışırken müzik dinlemeyi sever.
Müzik dinlemeyi mi yoksa şarkılar söylemeyi mi seversiniz?
Herkes dinlemiyor gibi görünüyordu.
Eski müzik formatlarını dinlemek bana memleketimi hatırlatıyor.
Radyo dinlemeye düşkün müsünüz?
Annemin söylediğini dinlemeliydim.
O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.
İlgilenmediğim hiçbir şeyi duymak zorunda değilim.
herkes için bir şehir oluşturamayız.
Kendi kendine konuşmaktansa başkalarını dinlemeyi tercih eder.
Dinle!
İnsanlar onun müziğini dinlemek için evlerinden çıktılar.
Müzik dinleyerek çok zaman harcadım.
Müzik dinlemeye çok zaman harcadım.
Kulak misafiri olmamam gerektiğini biliyorum.
Bizim tavsiyene ihtiyacımız var.
İyi bir dinleyici olmak iyi bir şovmen olmaktan yeğdir.
Seni dinlemek zorunda değilim.
Seni dinlemeyi bitirdim.
Müzik dinlemek rahatlamak için harika bir yol.
Boş zamanımı çoğunlukla müzik dinleyerek geçiririm.