Examples of using "Uskomatonta" in a sentence and their turkish translations:
Bu inanılmaz.
- İnanamıyorum!
- İnanılmaz!
İnanılır gibi değil!
Bu inanılmaz bir şey.
İnanılmaz, değil mi?
Bu inanılmaz.
O inanılmaz değil mi?
O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.
Senin Tom'u öptüğüne inanamıyorum.
O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.
O inanılmaz.
Bunu hiç düşünmediğime inanamıyorum.
Bütün paranı bağışlayacağına inanamıyorum.
İnsanların gergedanlara yaşattığı şeyler artık inanılır boyutta değil.
- Harika bir iş yaptın.
- İnanılmaz bir iş yaptın.
Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.
Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.
Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.
Birçok kişi bana sigarayı bırakmayı nasıl başardığımı soruyor. İnanılmaz ama sadece sigaraları ağzıma sokmayı ve yakmayı kestim ve bu işe yaradı!