Examples of using "Tunnin" in a sentence and their turkish translations:
Bir saat geç kaldın.
Bir saat bekledim.
Bir saatten daha fazla süredir bekliyorum.
Bir saat içinde dön.
Bir saat içinde geri döneceğim.
Trafik sıkışıklığı bir saat sürdü.
Bir saat içinde görüşürüz.
Bir saat boyunca onunla konuştum.
İstasyon bir saatlik yürüyüş mesafesinde.
Bir saat içinde seni arayacağım.
Ben yaklaşık bir saat içerisinde döneceğim.
Onu bir saat bekledim.
Tom bir saatten daha fazla bekledi.
Onunla bir saat konuştum.
O bir saat boyunca kitabını aradı.
Üç saat içinde döneceğim.
Bir saat içinde Tom ile buluşacağım.
Dört saat içerisinde varacağım.
En azından bir saate daha ihtiyacımız var.
Matematik dersi boyunca uyuyakaldım.
Üç saat sonra tekrar görüşeceğiz.
Ben iki saat içinde döneceğim.
Tom bir saat Mary'yi bekledi.
Bir saat içinde seni geri arayacağım.
Tren neredeyse bir saat geç kaldı.
Benim uçak üç saat içinde kalkar.
Benim uçak bir saatten daha az bir sürede kalkar.
Boston'a geri giden uçağım üç saat içinde kalkar.
- Her altı saatte bir bu ilacı için.
- Bu ilacı her altı saatte bir al.
- Her altı saatte bu ilacı iç.
O, işini bir saat önce bitirdi.
Beş saat onları aradı.
Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir.
Arkadaşımı beklerken tam bir saat harcadım.
Bu bir saat sürdü.
Her gece kaç saat uyursun?
O, eve üç saat sonra geldi.
Biz üç saat içinde Tom'la buluşacağız.
Tom üç saat sabırla bekledi.
Tom üç saat sonra geri döndü.
Üç saat oldu ve hiçbir şey bunu tetiklememiş.
Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.
Tom Mary'nin dairesinin dışındaki koridorda bir saat bekledi.
Her şeyi kamyona yüklemek Tom'un bir saatini aldı.
Dersten sonra sandalyeleri masaların üstüne koymayı unutmayın.
Gubbi'yi acilen götürürken bir sakinleştirici atışı daha yapılıyor.
Bu raporu bitirmek için sadece birkaç saate ihtiyacım var.
Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde döneceğim.
Her altı saatte iki hap almalıyım.
O iki saat içinde dönecek. Bu arada akşam yemeği hazırlayalım.
Tom çocuklarının günde bir saatten daha fazla televizyon izlemelerine izin vermez.
Randevum otuz dakika içinde.
Tom yalnızca birkaç saat kalacağını söyledi.
Bana onun yerli konuşur olmadığını fark ettiren bir şey söylemeden önce Tom'la bir saatten fazla konuştum.