Examples of using "Päästä" in a sentence and their turkish translations:
Bir dakika içinde dışarıda olacağım.
Ben oraya metro ile gitmek istiyorum.
Sanırım buradan bu şekilde inmeyi deneyeceğim.
Bırakma.
İçeri girmeme izin ver.
İçeri girmemize izin ver.
Bırak girsin.
Elimi bırakma.
Randevum otuz dakika içinde.
Tom çevrim içi olmakta zorlanıyordu.
Ondan kurtulmak istiyorum.
İpi bırakma.
Tom'u tanımak istiyorum.
- Kaçmalıyım.
- Sıvışmalıyım.
Şapkanı çıkar.
- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmem gerekiyor.
- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmeliyim.
Gitmeliyim.
Kısa süre içinde orada olacağım.
Üç saat içinde döneceğim.
Birkaç gün içinde seni göreceğim.
Ben sıranın sonunda yerimi aldım.
Biz sadece birkaç dakika içinde yemek yiyeceğiz.
Önemli olan şey, şuraya ulaşabilmem.
Hızlıca kıyıya çıkmalıyım.
Tamam, aşağı inmeliyiz. Hadi!
O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
Lütfen kolumu bırak. Beni incitiyorsun.
Bir haftadan sonra o geri geldi.
On dakika içinde hazır olacağım.
Bunu atlatman gerekiyor.
Bundan kurtulmak zorundasın.
Tom'un bu odaya girmesine izin verme.
Çıkarın beni!
Tom'un çocuklarıma yakın durmasına izin vermiyorum.
Tom'dan kurtulmalıyız.
Bir süre sonra yürümeye başladılar.
Tom bir dakika içinde dönecek.
Tabii ki Başbakan'a erişmek zordur.
Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım
Tamam, onun yanına inmenin bir yolunu bulmalıyız.
Vadinin altına geçip dağlara ulaşmalıyım. Ah!
Yemek için iki ay beklemek lazım.
Yaklaşık bir yıl sonra, o soğuğu arzular hâle geliyorsun.
Böyle bir ortama gerçekten yakın olmak istiyorsan
- Buradan birkaç sokak ileride oturuyor.
- Buradan birkaç blok ötede yaşıyor.
O, soğuk algınlığını atlatmış olmalı.
Çapayı indir!
Beş yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz?
Buradan Boston'a gitmek ne kadar sürerdi?
Tom 15 dakika içinde burada olacak.
Üç ay içinde evleniyoruz.
- Birkaç gün içinde onun hakkında konuşacağız.
- Birkaç güne onun hakkında konuşacağız.
Tepeden tırnağa çamurla kaplıydı.
Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
Bu mesaj beş saniye içinde kendini yok edecektir.
O, eve üç saat sonra geldi.
Biz üç saat içinde Tom'la buluşacağız.
O eve gitmeyi çok istiyordu.
Onu serbest bırakın!
Bu yüzden suyun üstünde bir yer bulmak daha mantıklı olur.
peki bu madenden çıkmak için hangi yolu kullanmalıyız?
Bu yol, buradan çıkmak için en iyi şansım olacak.
Hadi, araziye girmek için kayalara tırmanmayı deneyelim.
kurtarma ekibini çağırmalı ve bir hastaneye yetişmelisiniz.
Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,
Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.
Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.
Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.
Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
Kötü alışkanlıklardan kurtulmak çok zordur.
Tom'un yakında burada olacağından eminim.
Hiç kimse giremez ya da çıkamaz.
İki gün içinde görüşürüz.
"Akşam yemeğine ne kadar var?" "Beş dakika."
Egzersiz stresten kurtulmak için en iyi yoldur.
Tom kapıya koştu ve dışarı çıkmaya çalıştı.
Girmesine izin ver.
Kim gelirse gelsin, içeri girdirmeyeceğim.
Mary'nin ölümünü hazmetmek Tom'un uzun zamanını aldı.
Hayalim bir pilot olmak.
- Gitmesine izin ver.
- Bırak gitsin.
- Bırak onu gitsin.
Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.
Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra