Examples of using "Ajan" in a sentence and their turkish translations:
Bir hibrit sürerim.
Yarın Boston'a gidiyorum.
zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.
Köpeğim her zaman havlar.
Bir saat boyunca onunla konuştum.
- Bir saniyeliğine öleceğimi sandım.
- Bir saniye boyunca öleceğimi düşündüm.
Tom sürekli TV izler.
Sırtım sürekli ağrıyor.
O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.
Ben fırtına sırasında uyudum.
O her zaman olur.
Bizi güncel tutun.
- Araba sürebilir miyim?
- Araba sürmemin bir sakıncası var mı?
Arabayı benim sürmemi ister misin?
Başından beri haklıydın.
Zaman geçtikçe yaralar iyileşir.
Bir yenilik zamanla yok olur.
Ben her sabah sakalımı tıraş ederim.
Yarın için bir randevu planlamak istiyorum.
Zaman geçerken bilgelik artar.
Soğuk hava üç hafta devam etti.
Detroit'e gideceğim.
Bir zaman meselesi olarak düşünülüyor.
An meselesiydi.
Tom her zaman Mary'den bahsediyor.
Bir hafta boyunca sigara içmekten uzak durabilir misin?
Tom Mary ile her zaman dalga geçiyor.
Fransızcan düzeliyor.
Tom yaz boyunca bir cankurtaran olarak çalıştı.
Biz onu başından beri biliyorduk.
Doktor Jackson'la bir randevu planlamak istiyorum.
Trafik ışıkları her zaman çalışır.
Bunca zaman Tom'la birlikte miydin?
Tom sürekli senin hakkında konuşuyor.
O,görüşme boyunca sessiz kaldı.
Tom ihtiyaç duyduğu tüm zamanı alabilir
Ben araba kullanırken her zaman bir emniyet kemeri takarım.
Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
Neden beni sürekli aşağılamak zorundasın?
ışığın yansımaları.
Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.
O zaman ve para kaybıdır.
Beş saat onları aradı.
Daha çağdaş olmalısın.
Onların arkadaşlığı yavaş yavaş aşka dönüştü.
Sağlık görevlilerinin en başından beri korktuğu buydu.
Erkek kardeşi her zaman TV izliyor.
Son zamanlarda sürekli yağmur yağıyor.
- Tom'a üç yıl Fransızca öğrettim.
- Ben Tom'a üç yıl Fransızca öğrettim.
Ben bütün lanet zaman meşgulüm.
O zamandan beri çok şey oldu.
O, başından beri Tom'un planıydı.
Zamana ayak uydurmak kolay değil.
O 25 yıl Fince öğretti.
İşe gitmek için bisiklete binerim.
Bir randevu planlamak istiyorum.
Pazartesi 2.30'da doktorla görüşmek için bir randevu aldım.
Tom aylardır bana zorbalık ediyor.
Onun bebeği bir gün yaşadı.
Ordu kaleyi birkaç gün kuşattı.
Tom üç saat sabırla bekledi.
Zamana ayak uydurmak için gazeteler okumalısın.
Yıllardır bu anı bekliyoruz.
Vakit geçirmek için ne yaparsın?
Koyunların yünleri yüzyıllardır giysi yapımında kullanılır.
Birkaç yıldır öğretmen maaşlarının bir bölümünü ben karşılıyorum.
Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi.
Tom'u sürekli izlememe gerek yok.
Tom her zaman Mary ile olmak istedi.
Tom birkaç ay boyunca Avustralya'da dolaştı.
Sana yardım etmek için zaman bulabilirim.
Beş yıldır bu kasabada yaşıyoruz.
Tom birkaç yıldır Fransızca öğreniyor.
Onlar her zaman yalan söylüyor.
Her zaman izleniyorum gibi hissediyorum.
O her zaman çalışıyor.
zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.
Duş yapıp tıraş olacağım, sonra da takımımı giyeceğim.
Sherpa 53 yıldır yollar inşa ediyor.
Uygulama ile her şey sonunda daha kolay olur.
Bütün bu zaman neredeydin?
İlk başta birbirimizi hiç tanımıyorduk. Zamanla birbirimizi tanıdık.
Yıllardır aynı saç stiline sahibim.
Fransızcan gelişiyor.
Ben her zaman oradayım.
Üç yıldır bu adada yalnızım.
Tom ve Mary üç ay için rehine olarak tutuldular.
Hayal sırasında, insanlar rahat bir hayatı hayal ettiler.
O şimdi altı yıldır yurt dışında bulunuyor.
Bir süre sonra, Tom kendi yalanlarına inanmaya başladı.
ve sürekli hırlamasını ve ısırışını duyuyordum.
İki yıl boyunca çok sıkıntılar çektim.
Babamın otuz yıldır tuttuğu günlüğünü buldum.
Birkaç hafta ortalıkta görünmesen iyi olur.
Yıllar geçtikçe, bir aptal daha zeki olmaz, ama yaşlı bir aptal olur.
Tom otuz yıl boyunca her gece televizyonda olmuştur.
Ben ona neredeyse yirmi yıldır ayda bir kez yazdım.