Examples of using "Tapahtunut" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir şey olmadı.
Birçok şey oldu.
Olan oldu.
Hiçbir şey olmadı.
- Bu asla olmadı.
- Bu hiç yaşanmadı.
Tom'a ne olduğunu merak ediyorum.
Burada çok şey oldu.
Korkunç bir şey oldu.
Motora bir şey oldu.
Bu, kar mağarasında olmazdı.
O zamandan beri çok şey oldu.
Sen uzaktayken çok şey oldu.
- Bir şey mi oldu?
- Bir şey oldu mu?
Sanırım bir hata var.
Tom ve Mary'ye ne oldu?
O zamandan beri çok şey oldu.
Son mektubumdan beri çok şey oldu.
Bu geçen hafta çok şey oldu.
Bir şey olmuştu diye endişeliydik.
Tom artık ne olduğunu anlıyor.
Böyle bir şey benim için birçok kez oldu.
Ben birine aşık olmak istedim ama olmadı.
Bu olan en kötü şey değil.
Tom ne olduğunu açıklayamadı.
Ne olduğunu Tom'a söylemek zorundayız.
Tom, ne olduğunu bize anlatmayı reddetti.
Bunun olmadığını sana söyleyebilirim.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi konuştu.
Bu hiç olmamış gibi yapamayız.
- Tom ne olduğu hakkında bana her şeyi anlattı.
- Tom, olan her şeyi bana anlattı.
Bilmem gereken bir şey oldu mu?
İkimiz hiçbir şey olmamış gibi yaptık.
Belki Tom henüz ne olduğunu bilmiyor.
Bir şey olmuş gibi görünüyor.
Tom ne olduğunu bilmiyormuş gibi davrandı.
O bana asla olmadı.
Tom'a ne olduğunu sordum, ama bana anlatmak istemedi.
Mary, Tom'un yerde ağlıyor olduğunu görünce "Neler oluyor?" diye sordu.
Neler oluyor?
Canın sıkkın görünüyorsun. Bir şey mi oldu.
Tom'a ne olduğunu biliyorum.
Tom'a ne oldu?
Öyle bir şey olmadı.
Tom ne olduğunu bilmek istiyordu.
Tom gerçekten ne olduğunu Mary'ye söyleyecek kadar yeterince aptal değildi.
O olduğunu söylediğin şekilde olmadı.
O olacağını söylediğin şekilde olmadı.
Bu hiç olmamış gibi davranacağım.
Bu hiç olmamış gibi davranacağız.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.