Examples of using "Paljon" in a sentence and their turkish translations:
- Çok teşekkür ederim!
- Çok teşekkürler.
- Çok teşekkür ederim!
- Çok teşekkür ederiz!
- Çok teşekkürler!
- Çok teşekkür ederim.
- Çok sağ ol!
- Çok sağ olun!
Doğum günün kutlu olsun! Doğum günün kutlu olsun! Mutlu yıllar, sevgili Mary! Doğum günün kutlu olsun!
Ne kadar?
- Çok teşekkür ederim!
- Çok teşekkür ederim.
- Çok teşekkür ederim!
- Çok teşekkür ederiz!
- Çok teşekkürler!
- Çok teşekkür ederim.
Çok yürüdük.
Ben çok içerim.
Bir sürü zaman boşa gitti.
Çok para kaybettim.
Ben çok hapşırırım.
Çok hayal kurarım.
- Çok teşekkür ederim!
- Çok teşekkürler!
Tom'dan çok şey öğrendim.
- Ben bir sürü et yedim.
- Çok et yerim.
Ben birçok film izliyorum.
Futbolcular çok para kazanır .
Futbolcular çok para kazanır .
Partide pek çok oyun oynadık.
- Tom'dan astronomiyle ilgili çok şeyler öğrendim.
- Tom'dan astronomi konusunda pek çok şey öğrendim.
Bugün kalabalık.
Yapacak çok şeyimiz var.
Amerikalılar çok et yer.
- Ondan çok hoşlanıyorum.
- Onu çok severim.
Biletler kaça mal oldu?
Bugün senin hakkında çok düşünüyordum.
Erkek kardeşine çok benziyorsun.
Tom onu çok sever.
Senin çok düşmanın var.
Benim çok param var.
Senin bir sürü kitabın var.
Tom çok film seyreder.
Bir sürü el hareketi yapacağım.
Bunlardan çok sayıda toplayıp
Bunlardan çok sayıda toplayıp...
Seçenek bol.
Bolca yemek var.
Biz ondan çok şey bekliyoruz.
Çok daha fazlasını istiyorum.
O çok fazla içki içer.
Biz çok içtik.
Yapılacak çok iş var.
Birçok şey oldu.
Bir kaşık suda fırtına!
Okinawa'ya çok yağmur yağar.
Senden çok şey öğrendim.
Çok zaman kaybettik.
Onlar çok fazla içer.
Gemiler hakkında çok şey biliyorum.
Bir sürü hata yaptım.
Baharı severim.
Tom çok konuştu.
Ondan çok şey öğrendim.
Çevre sorunları hakkında çok şey biliyorum.
Tom çok para kazandı.
Tom çok konuşur.
Biz çok su kullanırız.
Tom çok içti.
O çok mu?
Onlar çok tartışıyorlar.
Tom'a çok hayranım.
Tom çok seyahat eder.
Boston hakkında çok şey biliyor musun?
Ben yaz tatilinde çok yüzdüm.
- Birçok balık öldü.
- Bir sürü balık öldü.
O, çok yer.
Bir sürü kitaba ihtiyacım var.
Tom çok içer.
O çok mızmızlanır.
Çok teşekkürler.
Tom eski kız arkadaşından çok bahsediyor.
Senin İngilizcen çok gelişti.
Her yıl bir sürü kitap basılır.
O çok sayıda ziyaretçi alır.
Fransızcan çok gelişti.
Çok şarap içmiyorum.
Beraber çok zaman geçirdik.
Bir kutusu ne kadar?
Hiç bu kadar çok terledin mi?
- Tom'dan astronomiyle ilgili çok şeyler öğrendim.
- Tom'dan astronomi konusunda pek çok şey öğrendim.
Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
Geçen kış çok kar vardı.
Maya rahipleri astronomi hakkında çok şey öğrendiler.
Buralarda bir sürü vahşi hayvan var.
Orada toplam kaç tane öğrenci var?
Bir sürü sorunun var, değil mi?
Tom'u ne kadar seviyorsun?
Hâlâ öğrenecek çok şeyim var.
- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?
Ben Tatoeba'yı çok seviyorum!
Mandalinaların bir sürü C vitamini vardır.
Sen düşündüğünden çok daha akıllısın.
Sosisli pizayı o kadar sevmiyorum.
- Bugün, çok fazla ödevim var.
- Bugün çok ödevim var.
Tom astrolojiyle çok ilgileniyor.
Öğretmenimiz bize çok ödev verir.