Examples of using "Sopimus" in a sentence and their turkish translations:
Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.
Tom ve benim bir anlaşmamız var.
Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
Lütfen sözleşmede adınızı imzalayın.
"Hazineyi neden seninle paylaşmalıyım?" "Bir anlaşmamız olduğunu düşünmüştüm."