Examples of using "Sataa" in a sentence and their turkish translations:
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Burada yağmur yağıyor.
Yağmur yağıyor.
Kalbimde yağmurlar yağıyor.
Burada da yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağacak mı?
Yağmur yağabilir.
Şiddetli yağmur yağıyor.
Bugün yağmur yağıyor.
Dolu yağıyor.
Yine yağmur yağıyor!
Kar yağıyor.
Yeniden yağmur yağıyor.
Yağmur yağmaya başladı.
Akşamdan önce yağmur yağabilir.
Yine kar yağmaya başladı.
Yağmur yağacak.
Çok yağmur yağmaya başladı.
Belki yarın yağmur yağacak.
Şiddetli yağmur yağmaya başladı.
Kar yağmaya başlıyor.
Okinawa'ya çok yağmur yağar.
Boston'da kar yağıyor.
Çok geçmeden yağmur yağabilir.
Bütün gece yağmur yağacak.
Kışın kar yağar.
Dışarıda kar yağıyor.
Burada kar yağıyor.
Öğleden sonra yağmur yağacak.
Bugün muhtemelen yağmur yağacak.
- Şimdi kar yağıyor.
- Şu anda kar yağıyor.
Hey, kar yağıyor.
Bu akşam kar yağabilir.
Burada sık sık kar yağar.
Bu gece şiddetli yağmur yağıyor.
Yıl boyunca çok yağmur var.
Yağmur yağarsa gitmeyeceğiz.
Orada neredeyse her zaman yağmur yağıyor.
Japonya'da haziran ayında çok yağmur yağar.
Burada hemen hemen hiç yağmur yağmaz.
Hava kararıyor. Yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.
Bu gece yağmur yağması bekleniyor.
Yağmur yağsa bile, gideceğim.
Yazın burada çok yağmur yağar.
Korkarım ki öğleden sonra yağmur yağacak.
Kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.
- Az önce yağmur yağmaya başladı.
- Sadece yağmur yağmaya başladı.
Her an yağmur yağabilir.
Hokkaido'da çok kar yağar, değil mi?
Yağmur yağdığında sokakları sel bastı.
Bir şemsiye al. Muhtemelen yağmur yağacak.
- Eğer yarın yağmur yağacaksa, evde duracağız.
- Yarın yağmur yağacaksa, evde duracağız.
Kar yağabileceğini duydum.
Yağmur yağarsa evde kalacağım.
Bu alanda nadiren kar yağar.
Gerçekten sert yağmur yağıyor, değil mi? Islandın mı?
Selde yüzden fazla ev hasar gördü.
Çok geçmeden önce kar yağmaya başlayacak.
Gazeteye göre, yarın kar yağacak.
Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
Bugün yağmur yağıyor. Şemsiyem nerede?
Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
Hava raporu yarın öğleden sonra yağmur yağacağını söylüyor.
- Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
- Yağmur yağıyorken dışarı çıkmayı sevmem.
- Oyun başlar başlamaz yağmur da başladı.
- Oyun başlar başlamaz, yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağıyor ve biz pencereleri kapatmayı unuttuk.
Hava bulutlanıyor. Yakında yağmur yağabilir.
Hava raporuna göre, bu gece kar yağacak.
Yarın yağmur yağarsa, oraya arabayla gideriz.
ama böyle kar yağarken akıllı davranmalısınız.
Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.
Yağmur yağmadan önce çamaşırı içeri alacağım.
Tom'un her gelişinde yağmur yağar.
En çok yağmurlu aylar mayıs, haziran, temmuz ve ağustostur.
O, yüz çeşitten fazla ekmek yapmasını bilir.
Tam evden ayrılırken yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağıyorsa bu gece dışarı çıkmam.
Şemsiyemi getirmeliydim. Büyük yağmur damlaları düşmeye başlıyor.
Yağmur yağsa bile gideceğim.
Yarın kar yağarsa bir kardan adam yapacağım.
Yağmur yağması ihtimaline karşı şemsiyemi aldım.
Bugün plaja gitmeyi planlıyordum fakat sonra yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.
Haziran ve temmuz aylarında çok yağmur yağar.