Examples of using "Sanottavaa" in a sentence and their turkish translations:
Herkesin söyleyecek bir şeyi var.
Söyleyecek şeylerim var.
Söyleyecek çok şeyim var.
Söyleyecek daha çok şeyim var.
Söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.
Söyleyecek daha fazla şeyin yok mu?
Tom'un söyleyecek bir şeyi yoktu.
- Neden söyleyecek bir şeyin yok?
- Neden söyleyecek bir şeyiniz yok?
Onun hakkında söyleyecek daha fazla sözüm yok.
Söylemek zorunda olduğum her şeyi söyledim.
Sana söyleyecek sözüm yok.
Söyleyecek başka bir şeyim yok.
Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Onun aleyhinde söyleyecek bir şeyim yok.
Bu konuda söyleyecek bir şeyin yok, değil mi?
Sizden birinin bununla bağlantılı olarak söyleyecek bir şeyi var mı?
Söyleyecek bir şeyin varsa, söyle.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- Hiç kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
Sana söylemek istediğim çok şey var.
Tom söylemek zorunda olduğum hiçbir şeyi duymak istemiyordu.
Sorun benim ona söyleyecek bir şeyim olmamasıydı.
Bu cümlenin yazarı söyleyecek bir şeyi olmadığı gerçeğini gizlemek için bir eksik bir girişimdi.