Examples of using "Enempää" in a sentence and their turkish translations:
Daha fazla dayanamadım.
Daha fazlan var mı?
Tartışmayı bitirdim.
Daha fazla tavsiyeye ihtiyacım yok.
Tüm söz verebileceğim bu.
Yapabileceğim çok şey yok.
O konu hakkında daha fazla söylemeyi reddetti.
Başka sorularım yok.
Çevirecek daha fazla şeyim yok.
Sen daha hatalı olamazdın.
50 kişiden fazla gelen olmadı.
Ne yazık ki Fransızcayı daha iyi anlamıyorum.
Söyleyecek daha fazla şeyin yok mu?
Hanry'nin sadece altı doları var.
Onun hakkında söyleyecek daha fazla sözüm yok.
Hayır teşekkürler. Artık pasta istemiyorum.
Artık söylemen gerektiğini sanmıyorum.
Artık ders olmayacak.
Daha fazla istemiyorum, teşekkür ederim. Ben tokum.
Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
- Aptalca şakalarını artık duymak istemiyorum.
- Aptal esprilerini bir daha duymak istemiyorum.
Köleliğin daha fazla yayılmasını istemediler.
Yaşamak için, sahip olduğumdan fazlasına ihtiyacım yok.
10 dolardan daha fazla harcamak istemiyorum.
Bunu senden daha fazla sevmiyorum.
Onun davranışına daha fazla katlanamam.
Öyleyse seni rahatsız etmek yerine sudoku oynayacağım.
Tom ile daha fazla zaman harcamak istemiyordum.
Bir yarasa bir balığın olduğundan daha fazla bir kuş değildir.
Artık onu görmeyeceğim.
Tom'la tartışarak daha fazla zaman harcamak istemedim.
Odanı temizlenin 15 dakikadan daha fazla süreceğini sanmıyorum.
Tom çocuklarının günde bir saatten daha fazla televizyon izlemelerine izin vermez.
Artık bana hediye satın alma.
Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim.
Daha fazla yardım edemem üzgünüm.
Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır.
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.