Examples of using "Osaat" in a sentence and their turkish translations:
Yüzebilirsin, değil mi?
Fransızca bildiğine eminim.
Hangi dilleri konuşmayı biliyorsun?
Ona ne yapabileceğini göster.
Kaç tane dil biliyorsun?
Dans edebilirsin, değil mi?
Nasıl oldu da çok iyi Fransızca biliyorsun?
Sen yüzebilirsin ama ben yüzemem.
Piyano çalıyorsun, değil mi?
Okuyabilirsin, değil mi?
Fransızca konuşmayı bildiğini duydum.
Hangi dilleri konuşabiliyorsun, Tom?
Fransızca konuşabildiğini sanıyorum.
Sen iyi yüzersin, değil mi?
Onu onarabileceğini düşünüyor musun?
Araba sürebilirsin, değil mi?
Biraz Fransızca bilirsin, değil mi?
Fransızca konuşabilirsin, değil mi?
İngilizce aksanın neden bu kadar iyi?
Ondan çok daha iyi yüzebilirsin.
- Fransızca konuşabildiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
- Fransızca konuşabildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.
- Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, bu okumayı bildiğin içindir.
- Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsanız, bu okumayı bildiğiniz içindir.
Bunu yapabilirsin, değil mi?
- Onu yapabilirsin!
- Onu yapabilirsiniz.
İnsanlarla çok iyisin.
Tom senin kadar iyi Fransızca konuşabilir.