Examples of using "Kai" in a sentence and their turkish translations:
Tabii ki.
- Elbette.
- Tabii ki.
- Besbelli ki!
Elbette tatlım.
Tabii ki. Bol şans!
Dalga geçmiyorum.
Şüphesiz.
- Kesinlikle!
- Mutlaka!
Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
O seni yaralamadı, değil mi?
Kesinlikle!
- Evet, elbette.
- Evet, tabii ki de.
Bana yalan söylemezdin, değil mi?
Sanırım ben senin kadar akıllı değilim.
- "Dünkü futbol maçını izledin mi" "Tabii ki izledim!
- "Dünkü futbol maçını seyrettin mi?" "Tabiî ki seyrettim!"
- "Dünkü futbol maçını seyrettin mi?" "Tabiî ki!"
Kesinlikle!
Sen iyi bir insan değilsin. Bunu biliyorsun, değil mi?
Belki senin duygularını incittim ama benim amacım o değildi.
- Tabii ki!
- Besbelli ki!
Zamanın para olduğunu söylemeye gerek yok.
Hiç seçeneğim yok sanırım.
Siz arkadaşlar onların Tom'u pataklayacaklarını düşünmüyorsunuz, değil mi?
Yüzebilirsin, değil mi?
O burada değil, değil mi?
Bildiğim kadarıyla, o tembel değildir.
Hadi, Mary. Tom'un onu bilerek yaptığına inanmıyorsun, değil mi?
Tom muhtemelen bekliyor.
Tabii ki Başbakan'a erişmek zordur.
Tom muhtemelen uyuyor.