Examples of using "Näytä" in a sentence and their turkish translations:
Onu Tom'a göster.
Yolu göster.
Bana göster.
Bana planı göster.
- Bana ellerini göster.
- Bana ellerinizi gösterin.
Onların korktuğunu görmesine izin verme.
Duygularının ortaya çıkmasına izin verme.
Bana her şeyi göster.
Bana pasaportunu göster.
Yaşını göstermiyorsun.
Sen yolu göster.
- Bana dövmeni göster.
- Dövmeni göster.
Bana bir örnek göster.
Onu bize göster.
Çok kötü görünmüyor.
Bana ne aldığını göster.
O yaşında görünmüyor.
Bana onun resmini göster.
Çok şoke olmuş görünme.
Uyanık görün.
- Bir doktora benzemiyorsun.
- Bir doktor gibi görünmüyorsun.
Kotun içinde iyi görünmüyorum.
Ona ne yapabileceğini göster.
Mutlu görünmüyor
Tom sinirli görünmüyor.
Çok gaddar görünme.
Çok endişeli görünme.
Bu iyi görünmüyor?
Bu umut verici görünmüyor.
Çok memnun görünmüyorsun.
Tom erkek kardeşine benzemiyor.
Tom meşgul görünmüyor.
Öyle mahzun bakma.
Bana gerçek yüzünü göster.
Sen çok heyecanlı görünmüyorsun.
Coşkun ötüşler pek etkili olmamış gibi.
Duygularının ortaya çıkmasına izin verme.
Tom, Fransızca biliyor gibi görünmüyor.
Tom çok da mutlu görünmüyor.
Tom çok mutlu görünmüyor.
Tom'u bilen birileri olmadığı görülüyor.
Tom babasına hiç benzemiyor.
Tom çok memnun görünmüyor.
Tom çok inanmış görünmüyor.
Tom meşgul görünmüyor.
Beni gördüğüne memnun görünmüyorsun.
Lütfen bana daha sonra ne yapacağımı söyle.
Porto Riko'nun harita üzerinde nerede olduğunu bana göster.
Bana ne kadar paran olduğunu göster.
Buradan bakınca çok iyi görünmeyebilir
Ama onu kabul edeceğe benzemiyorlar.
Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.
Artık bana onun resmini gösterme.
O bizi gördüğüne mutlu görünmüyor.
Tom benim için çok tehlikeli görünmüyor.
Tom burada olmaktan hoşlanıyor gibi görünmüyor.
Pek iyi görünmüyorsun. Hasta mısın?
Bu toprakta bir şey yetişmez gibi görünüyor.
Bu iyi görünmüyor, değil mi?
Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.
Öyle görünmüyor olsa da çocuk hasta.
Arkanızda ne sakladığınızı bana gösterin!
Tom kendini çok seviyor gibi görünmüyor.
Bu gömleği sevmiyorum. Bana bir tane daha göster.
Tom çok mutlu görünmüyor, değil mi?
Bu çok eğlenceli görünmüyor, değil mi?
Lütfen kulaklığı nasıl kullanacağımı bana göster.
Sadece Tom'a benzemiyorsun, onun gibi ses çıkarıyorsun.
Bu mantıksız olurdu.
Bunun ne kadar ciddi olduğunu fark ediyor gibi görünmüyorsun.
Çok adil görünmüyor.
O iyi görünmüyor. Dün gece çok içmiş olmalı.
Tom, Mary ne yaparsa yapsın hiç kızmıyor.
Kendime yeni bir bilgisayar satın almak istiyorum; bana en iyi modeli gösterin.
Tom kızının John'la çıktığını önemsiyor gibi görünmüyor.
Tom yarışı kazanmamasına rağmen, çok hayal kırıklığına uğramış görünmüyor.
Onlar mutlu görünmüyorlar.
Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.
Tom hokkabazlıkta oldukça iyi fakat Mary etkilenmiş gibi görünmüyor.
"Bak, bir sincap!" "Nerede? Bana göster!" "Tam orada, şu ağaçta. Onu bulabilir misin?" Ah, onu şimdi görüyorum!"
- Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
Matrixin köşegenleştirilebilir olduğunu göster.
Son zamanlarda ne kadar çok uyursam uyuyayım gerçekten yeterince uyumuş gibi görünemiyorum.