Examples of using "Kestä" in a sentence and their turkish translations:
Buna daha fazla katlanamayız!
Hastanelere katlanamam.
“Teşekkür ederim.” — “Rica ederim.”
Buna daha fazla katlanamam.
Yeni Ay uzun sürmez.
Bu ısıya dayanamam.
Bu çok daha uzun zaman alamaz.
- Bu acıya katlanamıyorum.
- Bu acıya dayanamıyorum.
- Bu ağrıya dayanamıyorum.
Bu köprü fazla dayanmaz.
- Uzun sürmeyecek.
- Çok sürmeyecek.
Bu kokuya katlanamam.
Hiçbir şey ebediyen sürmez.
“Her şey için teşekkür ederim.” “Rica ederim.”
Acıya daha fazla katlanamam.
Bu sıcak havaya katlanamam.
Bu gürültüye artık dayanamıyorum.
Gürültüye artık katlanamıyorum.
Sıcaklığa daha fazla dayanamıyorum.
“Teşekkür ederim.” — “Rica ederim.”
- "Teşekkürler ". " Bir şey değil "
- Teşekkürler ","Bir şey değil".
En uç enlemlerde bile... ...kış sonsuza dek sürmez.
Ona tahammül edemiyorum.
Artık burada buna katlanamıyorum. Bir manzara değişikliğine ihtiyacım var.
Bu kiraz çiçekleri çıkmadan uzun süre önce olmayacak.
Onun davranışına daha fazla katlanamam.
Uzun sürmez.
Yakında döneceğim.
Beş kişiden birinin bir araba sahibi olması uzun sürmeyecektir.
Çok geçmeden kampüsümüzdeki kiraz çiçekleri çıkar.
Umarım, bu uzun sürmez.
- "Teşekkürler." "Bir şey değil."
- “Teşekkür ederim.” — “Rica ederim.”
- "Sağ ol." "Ne demek."
Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.
Aç olmasan bile bir şey yemelisin. Aksi takdirde öğle yemeği vaktine kadar dayanmazsın.
Canın bir şey yemek istemese bile bir şey yemelisin. Yemezsen, öğle yemeği saatine kadar dayanmazsın.