Examples of using "Halunnut" in a sentence and their turkish translations:
Seni endişelendirmek istemedim.
Bunu düşünmek istemiyordum.
Eve geri gitmek istemiyorum.
Tom birini incitmek istemedi.
Tom açlıktan ölmek istemiyordu.
Tom bunu istemedi.
- Seni uyandırmak istemedim.
- Sizi uyandırmak istemedim.
Seni rahatsız etmek istemedim.
Herhangi bir gürültü yapmak istemedim.
Saldırgan görünmek istemedim.
Tom yardım etmeyi severdi.
O savaş istemiyordu.
Ben her zaman bir köpek istedim.
Ben hep evcil hayvan olarak ornitorenk sahibi olmak istedim.
Ben her zaman evcil bir sincaba sahip olmak istedim.
Aptal görünmek istemedim.
Sana hakaret etmek istemedim.
Mary ile ayrılmak istemedim.
Onları endişelendirmek istemedim.
Onu endişelendirmek istemedim.
Ben onları aşağılamak istemedim.
Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Tom da gitmek istemedi.
- Avustralya'ya gitseydin ya.
- Neden Avustralya’ya gitmek istemedin?
- Avustralya’ya neden gitmek istemedin?
Ben her zaman bir çocuk kitabı yazmak istedim.
Daha uzun süre kalmak isterdim.
Tom benimle dans etmek istemedi.
Onun hakkında büyük bir anlaşma yapmak istemedim.
Tom oraya tek başına gitmek istemedi.
Tom asla seni burada istemedi.
At durdu ve kımıldamadı.
Gitmeni istemedim.
Tom Mary ile konuşmak istemedi mi?
Tom yataktan çıkmak istemedi.
Otobüsünü kaçırmanı istemedim.
Her zaman Boston'u ziyaret etmek istedim.
Rahatsız edilmek istemiyordum.
Her zaman Fransızca öğrenmek istedim.
Tom bunun hakkında düşünmek istemiyordu.
Uzun süredir ressam olmak istiyorum.
Onu her zaman yapmak istedim.
Ailemi hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum.
Tom ayrıntıları görüşmek istemiyordu.
- Tom okula gitmek istemiyordu.
- Tom okula gitmek istemedi.
Tom sonuç olarak yemek yemek istemedi.
Ben her zaman bunu yapmak istedim.
Tom kimseyle konuşmak istemedi.
Her zaman sahnede şarkı söylemek istedim.
Tanışmak istediğim kişi sensin.
Tom, Mary'nin bilmesini istemiyordu.
Tom seninle tanışmak istemedi.
Benimle gelmek istememenin nedeni bu mudur?
Kimse ülkemden söz etmek istemedi.
Ben sadece Tom'un yaralanmasını istemedim.
Bugün gerçekten işe gitmek istemedim.
Tom ameliyat istemediğine açıklık getirdi.
Bunun olmasını istemedim.
Sana bir soru sormak istiyorum.
Tom asla Fransızca çalışmak istemedi.
Tom Mary ile konuşmak istemedi.
Her zaman başka bir gezegeni ziyaret etmek istemişimdir.
Bütün bunun olmasını asla istemedim.
O, onun yurt dışına gitmesini istemiyordu.
Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğratmak istemedi.
Tom Mary'yi çok uzun bekletmedi.
Annemin bilmesini istemedim.
O, yeni arabasını sokağa park etmek istemedi.
Sanırım bunu yapmak istemezsin.
Tom geçen hafta sonu Boston'a gitmek istiyordu.
Tom gerçekten Boston'da hiç yaşamak istemedi.
Tom'a hiç para vermeni istemedim.
Sorun etmek istemiyordum.
Her zaman başka bir ülkeyi ziyaret etmek istemişimdir.
Gitmek isteseydim öyle söylerdim.
Tom Mary'nin çocuklarına bakmasını istemiyordu.
Ben gençken pantolon giymezdim.
Üşütmek istemedim, bu yüzden kayak yapmaya gitmedim.
Birkaç gün önce sen benimle konuşmak istemiyordun bile?
İş tamamlanmadan ayrılmak istemedim.
O, orada olsaydı, gelmek ister miydin?
Tom ile daha fazla zaman harcamak istemiyordum.
Her iki taraf yenilgiyi kabul etmediğinden dolayı, o uzun bir savaştı.
Tom pişman olacağı bir şey yapmak istemedi.
Tom söylemek zorunda olduğum hiçbir şeyi duymak istemiyordu.
Ben her zaman bir öğretmen olmak istedim ama bu gerçekleşmedi.
Tom, çıkıntılık yapmak istemediği için sessizliğini korudu.
Tom onun ebeveynlerinin öğrenmesini istemiyordu.
Seni incitmek istemedim.
- Gerçek Tom'la yemek istemediğimdir.
- Gerçek şu ki Tom'la yemek yemek istemedim.
Tom'la tartışarak daha fazla zaman harcamak istemedim.
Vay canına, düştüğü sırada bu uçakta olmak istemezdiniz.
Tom'un daha uzun kalmasını istedim ama o gitmek zorundaydı.
Tom bakmak istemiyordu ama kendini tutamadı.
Tom konserden önce yemek istemediğini açıklığa kavuşturdu.
Tom insanların onun Mary ile flört ediyor olduğunu düşünmelerini istemiyordu.
Kırışmasını istemediği için ceketini askıya astı.
Ben gerçekten Tom ve onun arkadaşları ile kovalamaca oynamak istemedim.