Examples of using "Juurikaan" in a sentence and their turkish translations:
Çiçeklerle fazla ilgilenmem.
Yapabileceğim çok şey yok.
O fikri fazla sevmiyorum.
Beyzbolu fazla umursamaz.
Tom nadiren kiliseye gider.
Babam çok meyve yemez.
Tom'un çok fazla iştahı yok.
Tom bunu çok sık yapmaz.
Artık azıcık param var.
Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.
Hafızan çok gelişmedi, değil mi?
Aramızda kalsın, John'un fikri pek ilgimi çekmiyor.
Yumurtalarını bıraktıktan sonra onları yakalayarak... ...çoğalmalarına pek engel olmazlar.
İçimde Fransızcamın çok fazla gelişmediğine dair bir his var.
- Aramızda kalsın, Tom'un fikri bana pek cazip gelmiyor.
- Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor.
Köpeğimi neyle beslediğimin sorun olmadığını düşünürdüm.
İngilizce kullanmak için az fırsatımız var.
Bu çeşit kitapların neredeyse hiçbir değeri yok.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.