Examples of using "Wider" in a sentence and their turkish translations:
Tom kapıyı daha geniş açtı.
O daha geniş bir izleyiciye ulaşmak istiyor.
Biz daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmak istiyoruz.
Zengin ve yoksul arasındaki uçurum daha da genişliyor.
Bir polarize fişin biri diğerinden daha geniş olan iki ağzı vardır.
Ya da Çin'i Batı'ya açan daha geniş reformlar mı göreceğiz?