Translation of "Volunteered" in Turkish

- Nobody's volunteered.
- Nobody volunteered.

Hiç kimse gönüllü değil.

We volunteered.

Gönüllü olduk.

Tom volunteered.

Tom gönüllü oldu.

I volunteered.

Gönüllü oldum.

Who volunteered?

Kim isteyerek yaptı?

- I would've volunteered.
- I would have volunteered.

Ben gönüllü olurdum.

Obviously, you volunteered.

Açıkça, isteyerek yaptın.

You volunteered for this.

Bunun için gönüllü oldun.

Tom volunteered to help.

Tom yardımcı olmak için gönüllüydü.

He volunteered to help.

Yardım etmeye gönüllü oldu.

He volunteered to help her.

O, ona yardım etmek için gönüllü oldu.

Tom volunteered for the mission.

Tom görev için gönüllü oldu.

Tom volunteered to help us.

Tom bize yardım etmek için gönüllü oldu.

Tom volunteered to do that.

Tom onu yapmaya gönüllüydü.

She volunteered to help him.

O, ona yardım etmek için gönüllü oldu.

Tom volunteered to help Mary.

Tom Mary'ye yardımcı olmak için gönüllü oldu.

Tom has volunteered to help.

Tom yardım etmek için gönüllü oldu.

She volunteered to do the job.

O, işi yapmak için gönüllü oldu.

Tom volunteered to do the job.

Tom işi yapmak için gönüllü oldu.

I'm grateful you volunteered to help.

Yardım etmek için gönüllü olduğuna minnettarım.

I'm happy you volunteered to help.

Yardım için gönüllü olmana sevindim.

Tom volunteered to wash the dishes.

Tom bulaşıkları yıkamak için gönüllü oldu.

I'm glad you volunteered to help.

Yardımcı olmak için gönüllü olmana sevindim.

Tom volunteered to go to Boston.

Tom Boston'a gitmek için gönüllü oldu.

Tom has volunteered to help us.

Tom bize yardım etmek için gönüllü oldu.

No one volunteered to do that.

- Kimse onu gönüllü yapmadı.
- Kimse onu isteyerek yapmadı.

I volunteered to go to Boston.

Boston'a gitmek için gönüllü oldum.

Tom volunteered to pay for the damages.

Tom zararı karşılamaya gönüllü oldu.

Tom knew the risks when he volunteered.

Tom gönüllü olduğunda riskleri biliyordu.

It's great that you've volunteered to help.

Yardım etmek için gönüllü olman harika.

Tom volunteered to be the designated driver.

- Tom belirlenmiş sürücü olmaya gönüllü oldu.
- Tom ayık şoför olmaya gönüllü oldu.

Tom volunteered to help me do that.

Tom bunu yapmama yardım etmek için gönüllü oldu.

Tom volunteered to help Mary wash the dishes.

Tom Mary'nin bulaşıkları yıkamasına yardım etmek için gönüllü oldu.

I'm not the one who volunteered to help.

Yardım etmek için gönüllü kişi ben değilim.

She volunteered to go to the meeting with him.

Onunla birlikte toplantıya gitmek için gönüllü oldu.

Tom is the only one who volunteered to help.

Yardım etmeye gönüllü olan tek kişi Tom'dur.

I volunteered to interact with the graphics on the wall,

Duvardaki grafiklerle etkileşime girmek için gönüllü oldum

And there I volunteered with girls ages five to 17,

ve orada 5 ila 17 yaşındaki kızlar için gönüllü oldum

We all knew what the risks were when we volunteered.

Gönüllü olduğumuzda risklerin ne olduğunu hepimiz biliyorduk.

Tom volunteered to help raise money for a new orphanage.

Tom yeni bir yetimhane için para toplamaya yardım etmeye gönüllüydü.

Tom volunteered to design a website for a local charity.

Tom yerel bir hayır işi için bir web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu.

You're the only one who volunteered to help, aren't you?

Yardım etmek için gönüllü olan tek kişi sensin, değil mi?

I had volunteered for a buyout from the New York Times,

20 yıldan fazla gazeteci olarak çalıştığım New York Times'ta

Tom wouldn't have sung if I hadn't volunteered to sing with him.

Onunla şarkı söylemeye gönüllü olmasaydım Tom şarkı söylemezdi.

I'm not the only one who volunteered to help Tom do that.

Tom'un bunu yapmasına yardım etmek için gönüllü olan sadece ben değilim.

Tom volunteered to do all the things no one else wanted to do.

Tom başka hiç kimsenin yapmak istediği her şeyi yapmak için gönüllüydü.

He volunteered to do all the things no one else wanted to do.

Kimsenin yapmak istemediği her şeyi yapmaya gönüllü olmuştu.

Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.

Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.

He volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.

Kendi isteğiyle zamanının çoğunu kendinden daha kötü durumdakilere yardım etmeye ayırmıştı.