Translation of "Vessel" in Turkish

Well, another flying vessel.

Bir diğer uçan araç.

Please, urinate in this vessel!

Lütfen bu kap içerisine işeyin.

The nurse hit a blood vessel.

Hemşire damardan enjeksiyon yaptı.

A blood vessel burst inside his brain.

Beyninde bir kan damarı patladı.

The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.

Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü.

A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace.

Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.