Translation of "Trail" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Trail" in a sentence and their turkish translations:

I'll take this trail.

Ben bu yolu takip edeceğim.

There is a trail behind

arkasında ise iz kalıyor

The trail ahead looked rough.

İz başta kaba görünüyordu.

Where does this trail lead?

Bu patika nereye çıkıyor?

Where does this trail go?

Bu iz nereye gidiyor?

Boys trail girls in language skills.

- Oğlanlar dil becerileri konusunda kızları izler.
- Oğlanlar dil becerileri konusunda kızların gerisindedir.

The trail was not clearly marked.

İz açıkça işaretlenmemişti.

Where does this trail go to?

Bu keçi yolu nereye gidiyor?

There's a trail in the forest.

Ormanın içinde bir patika var.

He would leave a trail of carnage

Mutfaktaki pastırma sırasında e önde olmak için

To even a beautiful, new shoreline trail.

hatta yeni ve güzel bir sahil yolunu bile.

The car left a trail of dust.

Araba bir toz izi bıraktı.

Detective Dan Anderson picked up another trail.

Dedektif Dan Anderson başka bir iz aldı.

My house is near a bike trail.

Benim evim bir bisiklet patikasının yanında.

This trail can even reach millions of kilometers

bu iz milyonlarca km uzunluğa bile ulaşabiliyor

There's a village at the end of the trail.

Patikanın sonunda bir köy var.

Detective Dan Anderson stayed on the trail like a bloodhound.

Dedektif Dan Anderson bir tazı gibi iz üzerinde kaldı.

Body was slightly hunched forward and was following the scent trail.

Bedeni hafifçe öne eğilmiş, kokunun izini takip ediyordu.

- Where does this trail lead?
- Where does this path take you?

Bu yol sizi nereye götürür?

The following year I did a trail ride in the Canadian Rockies.

Sonraki yıl Kanada dağlarında binicilik yaptım.

It's often a good idea just to mark your trail as well.

Çoğu zaman geldiğiniz yolu işaretlemek de iyi bir fikirdir.

Look, you can see here, this where I marked my trail earlier.

Bakın, görebilirsiniz. Burası daha önce işaretlediğim yol.

The trail ahead is gonna be full of challenging obstacles, requiring tough decisions.

ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.

Tom and Mary are enjoying a walk along the pilgrims' trail in France.

Tom ve Meryem Fransa'daki hac yolu yürüyüşünün keyfini çıkarıyor.

I had to turn back. It was far too hot on the hiking trail.

Geri dönmek zorundaydım. Yürüyüş parkurunda çok sıcaktı.

And then look, just sprinkle this as I go, and that's gonna mark my trail.

Bakın, sonra da yolu işaretlemek için bunu her yere sıçratabilirim.

- Where does this path go to?
- Where does this trail lead?
- Where does this path go?

Bu patika nereye gidiyor?