Translation of "Boys" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Boys" in a sentence and their turkish translations:

"Boys will be boys."

''Erkek çocuktur yapacak.''

- We are boys.
- We're boys.

Biz erkek çocuklarız.

They're boys.

Onlar çocukturlar.

Hello, boys!

Merhaba çocuklar!

Girls are girls and boys are boys.

Kızlar kızlardır ve oğlanlar oğlandırlar.

Boys, be ambitious.

Çocuklar, hırslı olun.

Boys run fast.

Çocuklar hızlı çalışır.

Boys are stupid.

Oğlanlar aptaldır.

Boys do cry.

- Oğlanlar ağlar.
- Çocuklar ağlar.

We aren't boys.

- Biz çocuk değiliz.
- Biz oğlan değiliz.

- Most boys like TV games.
- Most boys like video games.

Çoğu erkek çocukları video oyunlarını severler.

- Why are boys so stupid?
- Why are boys so dumb?

Neden erkek çocukları çok aptal?

You are young boys.

- Siz genç erkeksiniz.
- Siz genç erkeklersiniz.

The boys kept quiet.

Çocuklar sessiz kalmayı sürdürdü.

The other boys smiled.

Diğer çocuklar gülümsedi.

The boys were quiet.

Çocuklar sakindi.

Most boys like baseball.

- Birçok çocuk beyzbolu sever.
- Çoğu erkek çocuk beyzbolu sever.

Where are the boys?

Oğlanlar nerede?

Meeting boys is hard.

Erkek çocuklarla tanışmak zordur.

It's a boys' club.

O bir erkekler kulübü.

The boys are thirsty.

- Oğlanlar susamış.
- Kızanlar susamış.

The boys were injured.

Erkek çocukları yaralandı.

The boys are out.

Çocuklar dışarıdalar.

They weren't all boys.

Onların hepsi erkek çocuğu değildi.

These are my boys.

Bunlar benim çocuklarım.

The boys played softball.

Çocuklar beyzbol oynadılar.

All three boys laughed.

Üç çocuğun hepsi güldü.

We talked about boys.

Oğlanlar hakkında konuştuk.

The boys are shy.

Oğlanlar utangaç oluyor.

Boys and girls read.

Erkekler ve kızlar okurlar.

Both boys have autism.

Her iki oğlanın otizmi var.

Grab the shovels, boys.

Kürekleri alın çocuklar.

The boys listened attentively.

Erkek çocukları dikkatle dinledi.

Both boys were rescued.

Her iki çocuk da kurtarıldı.

Both boys studied hard.

Her iki çocuk çok çalıştı.

The boys worked hard.

Çocuklar çok çalıştı.

These boys are wild.

Bu çocuklar vahşi.

The boys started fighting.

Çocuklar kavga etmeye başladılar.

They're just young boys.

Onlar sadece genç erkekler.

Boys are strange sometimes.

Erkekler bazen gariptir.

Hey boys, what's up?

Hey çocuklar , naber?

Good boys are obedient.

İyi çocuklar itaatkardır.

The boys are noisy.

Çocuklar gürültülü.

Here come the boys.

İşte çocuklar geliyor.

The boys are fine.

Erkek çocukları iyi.

The boys look sad.

Erkek çocuklar üzgün görünüyor.

Big boys don't cry.

Büyük oğlanlar ağlamaz.

Bring our boys home.

Çocuklarımızı eve getirin.

The boys laughed loudly.

Oğlanlar yüksek sesle güldüler.

The boys eat bread.

Çocuklar ekmek yiyor.

The boys' dog fled.

Oğlanların köpeği kaçtı.

All the boys looked down.

Tüm oğlanlar tepeden baktı.

All the boys enjoyed skiing.

Bütün erkekler kayaktan hoşlandı.

Some other boys came along.

Diğer bazı çocuklar birlikte geldi.

Most boys like computer games.

Birçok erkek çocuk bilgisayar oyunları sever.

All the boys are honest.

- Bütün çocuklar dürüst.
- Bütün çocuklar dürüsttür.

I don't like bad boys.

Kötü çocukları sevmem.

All the boys went away.

Bütün çocuklar uzaklaştı.

He has two beautiful boys.

Onun iki güzel çocuğu var.

This toy is for boys.

Bu oyuncak erkekler için.

All the boys were yelling.

Tüm erkekler bağırıyorlardı.

All the boys were dancing.

Bütün oğlanlar dans ediyorlardı.

The boys built a raft.

Çocuklar bir sal yaptı.

Most boys know his name.

Birçok çocuk onun adını bilir.

Tom isn't like other boys.

Tom diğer çocuklar gibi değil.

Boys are fond of mischief.

Erkekler yaramazlığa düşkündür.

He watched the boys swimming.

O, çocukların yüzüşünü izledi.

The two boys are cousins.

İki oğlan, kuzendirler.

Most boys like TV games.

Çoğu erkek çocukları TV oyunlarını severler.

I heard the boys singing.

Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.

The two boys are quarreling.

İki oğlan kavga ediyor.

Look! Two boys are fighting.

Bak! İki çocuk kavga ediyor.

Where were you boys yesterday?

Siz çocuklar dün neredeydiniz?

The boys brush their teeth.

- Çocuklar dişlerini fırçalıyorlar.
- Oğlanlar dişlerini fırçalıyorlar.

The boys have gone north.

Oğlanlar kuzeye gittiler.

Boys are really stupid sometimes.

Erkek çocuklar bazen gerçekten aptaldır.

Boys are all morons, eh...

Erkek çocuklarının hepi geri zekalı, eh.

Come on, shake hands, boys!

Haydi, el sıkışın çocuklar!

I didn't know those boys.

O çocukları tanımıyordum.

Could you babysit my boys?

Çocuklarıma bakar mısın?

Can you babysit my boys?

Çocuklarıma bakabilir misin?

The boys will be happy.

- Çocuklar mutlu olacak.
- Oğlanlar mutlu olacak.

I like boys like that.

Öyle çocukları severim.

Who are these two boys?

Şu iki oğlan kim?

Some boys don't like apples.

Bazı erkek çocukları elma sevmezler.

All the boys ran away.

Bütün erkekler kaçtılar.

Here are about ten boys.

Burada yaklaşık on tane oğlan var.

Those two boys are cousins.

Şu iki çocuk kuzendir.