Translation of "Thinner" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Thinner" in a sentence and their turkish translations:

His hair got thinner and thinner.

Saçı gittikçe inceldi.

Tom looks thinner.

Tom daha zayıf görünüyor.

I'm getting thinner.

Ben zayıflıyorum.

You look thinner.

Daha zayıf görünüyorsun.

We need paint thinner.

Tinere ihtiyacımız var.

He looks thinner every day.

O her gün daha zayıf görünüyor.

He appeared thinner every day.

O her gün daha ince görünüyordu.

Tom looks thinner every day.

Tom her gün daha ince görünüyor.

My hair is getting thinner.

Saçım inceliyor.

These clothes make you look thinner.

Bu kıyafetler seni daha zayıf göstermiş.

It seems he's gotten thinner lately.

O son zamanlarda zayıflamış görünüyor.

You look thinner than you did before.

Önce olduğundan daha ince görünüyorsun.

How much thinner do you want to be?

Ne kadar zayıf olmak istiyorsun?

He seemed to be getting thinner every day.

O her gün zayıflıyor gibi görünüyordu.

The atmosphere becomes thinner as you climb higher.

Yükseğe tırmandıkça atmosfer incelir.

You're much thinner than you used to be.

Sen eskisinden çok daha zayıfsın.

This thread is thinner than a human hair.

Bu iplik insan saçından daha incedir.

Before Mary got married, she was much thinner.

Mary evlenmeden önce, çok daha zayıftı.

I don't think we have enough paint thinner.

Yeterli tinerimiz olduğunu sanmıyorum.

My new phone is thinner than my old phone.

Yeni telefonum eskisinden daha ince.

Tom is much thinner than he used to be.

Tom eskisinden çok daha zayıf.

The higher we go up, thinner the air becomes.

Ne kadar yükseğe gidersek hava o kadar incelir.

As we go up higher, the air becomes thinner.

Biz yukarıya giderken hava incelir.

As you go up higher, the air becomes thinner.

Daha yukarıya giderken hava incelir.

Now that I'm thinner, I can fit into this dress.

- Şimdi daha zayıf olduğum için bu kıyafete sığabiliyorum.
- Şimdi daha zayıf olduğumdan dolayı bu kıyafete sığabiliyorum.

Tom seemed thinner than the last time I saw him.

Tom onu son gördüğümden daha zayıf görünüyordu.

So I lower my micromed dose of coumadin, a blood thinner.

o yüzden bir kan inceltici olan Coumadin mikro ilaç dozajını azaltıyorum.

My new laptop is thinner and lighter than my old one.

Yeni dizüstü bilgisayarım eskisinden daha ince ve daha hafif.

Tom likes to wear black because he thinks it makes him look thinner.

Kendini daha zayıf gösterdiğini düşündüğü için Tom siyah giymeyi seviyor.

As styles began to slim and favor thinner waistlines, our pockets began to disappear

Moda daha narin ve ince belli olmanın yanında oldukça, ceplerimiz yok olmaya başladı,

Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.

Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş.

During the second half of the lunar month, the Moon grows thinner each night. We call this waning.

Kameri ayın ikinci yarısı boyunca ay her gece incelir. Biz buna küçülme diyoruz.