Translation of "Appeared" in Turkish

0.092 sec.

Examples of using "Appeared" in a sentence and their turkish translations:

- Tom appeared suddenly.
- Tom suddenly appeared.

Tom aniden ortaya çıktı.

Smoke appeared.

Duman ortaya çıktı.

Sami appeared.

Sami ortaya çıktı.

He appeared honest.

O dürüst görünüyordu.

He appeared hungry.

O aç görünüyordu.

He appeared young.

O genç görünüyordu.

Tom appeared confused.

Tom kafası karışmış görünüyor.

Tom appeared intoxicated.

- Tom sarhoş görünüyordu.
- Tom alkollü görünüyordu.

Tom appeared suddenly.

Tom aniden ortaya çıktı.

Tom appeared busy.

Tom meşgul görünüyordu.

Sami appeared agitated.

Sami hala telaşlı görünüyordu.

You appeared calm.

Sen sakin görünüyordun.

You appeared busy.

Sen meşgul görünüyordun.

He appeared confused.

Kafası karışmış görünüyordu.

Had appeared in Wuhan

Vuhan'da ortaya çıkmıştı

The audience appeared bored.

Seyirci sıkılmış görünüyordu.

The girl appeared sick.

Kız hasta görünüyordu.

He hasn't appeared yet.

O, henüz ortaya çıkmadı.

His uncle appeared rich.

Onun amcası zengin görünüyordu.

He appeared at last.

O sonunda ortaya çıktı.

He appeared from nowhere.

Aniden ortaya çıktı.

The tryouts appeared easy.

Seçmeler kolay görünüyordu.

Tom appeared very tired.

Tom çok bitkin görünüyordu.

The president appeared powerless.

Başkan güçsüz görünüyordu.

Fadil appeared completely normal.

Fadıl tamamen normal görünüyordu.

A small crowd appeared.

Küçük bir kalabalık ortaya çıktı.

Sami still appeared agitated.

Sami hala tedirgin görünüyordu.

A girl appeared before me.

Benim önümde bir kız göründü.

Tom appeared to be bewildered.

Tom'un şaşkın olduğu ortaya çıktı.

Tom appeared from the cave.

Tom mağaradan çıktı.

Tom appeared at the door.

Tom kapıda göründü.

Tom appeared on the steps.

Tom basamaklarda göründü.

Tom appeared out of nowhere.

- Tom bir anda ortaya çıktı.
- Tom çıkageldi.
- Tom apansız ortaya çıktı.

Tom appeared to be crying.

Tom ağlıyor gibi görünüyordu.

I appeared on television once.

Birkeresinde televizyona çıktım.

He appeared thinner every day.

O her gün daha ince görünüyordu.

Tom appeared and shot John.

Tom ortaya çıktı ve John'u vurdu.

He appeared in many movies.

O, pek çok filmde göründü.

Tom appeared to be sleeping.

Tom uyuyor gibiydi.

Tom appeared in court today.

Tom bugün mahkemeye çıktı.

Tom appeared to be intoxicated.

Tom sarhoş olmuş gibi görünüyordu.

Sami appeared dazed and confused.

Sami sersemlemiş ve kafası karışmış görünüyordu.

Tom appeared to be happy.

Tom mutlu görünüyordu.

- A big ship appeared on the horizon.
- A large ship appeared on the horizon.

Ufukta büyük bir gemi göründü.

Later, he appeared on this day

daha sonra bu gün yüzüne çıktı

A man appeared at the site.

Sitede bir adam ortaya çıktı.

A form appeared from over there.

Oradan bir şekil ortaya çıktı.

He appeared on television last night.

Dün gece televizyonda çıktı.

He appeared at the party late.

O, partiye geç geldi.

His masterpiece has not appeared yet.

Onun başyapıtı henüz görünmedi.

A rash appeared on his face.

Onun yüzünde bir isilik ortaya çıktı.

The crowd cheered when he appeared.

O göründüğünde kalabalık tezahürat yaptı.

The actors appeared in historical costumes.

Aktörler tarihi kostümlerle ortaya çıktılar.

The sun appeared on the horizon.

Güneş ufukta göründü.

A face appeared at the window.

Pencerede bir yüz göründü.

The ship appeared on the horizon.

Gemi ufukta göründü.

He appeared on TV last night.

O, dün gece televizyonda çıktı.

A form appeared in the darkness.

Karanlıkta bir şekil belirdi.

A man appeared at the door.

Kapıda bir adam göründü.

Has this thing appeared again tonight?

Bu şey bu gece tekrar göründü mü?

- Tom seemed calm.
- Tom appeared calm.

Tom sakin görünüyordu.

Tom appeared relieved to see me.

Tom beni gördüğüne rahatlamış gibi görünüyordu.

- Tom appeared anxious.
- Tom seemed worried.

Tom endişeli görünüyordu.

The witnesses appeared before the judge.

Tanıklar hakim karşısına çıktı.

Suddenly a bear appeared before us.

- Aniden önümüzde bir ayı göründü.
- Aniden karşımıza bir ayı çıktı.

Kelly's latest book appeared last week.

Kelly'nin son kitabı geçen hafta çıktı.

It appeared that war would come.

Savaşın geleceği belliydi.

The conductor appeared on the stage.

- Koro şefi sahnede göründü.
- Koro şefi sahneye çıktı.

Tom appeared from out of nowhere.

Tom hiçbir yerde dışarı çıkmadı.

A car appeared out of nowhere.

Bir anda bir araba ortaya çıktı.

Tom appeared on television last night.

Tom dün gece televizyonda çıktı.

Sami appeared to be pretty incoherent.

Sami oldukça tutarsız görünüyordu.

Tom appeared in court on Monday.

Tom pazartesi günü mahkemeye çıktı.

He appeared at exactly five o'clock.

O, tam beşte ortaya çıktı.

- The itching appeared several hours after a meal.
- The itching appeared several hours after eating.

Yemek yedikten birkaç saat sonra kaşıntı ortaya çıktı.

The baby appeared to be sleeping quietly.

Bebek sessizce uyuyor gibi görünüyordu.

A cat appeared from under the desk.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Mr White appeared for him in court.

Bay White onun için mahkemeye çıktı.

The businessman appeared on television this morning.

Bu sabah iş adamı televizyona çıktı.

The pope appeared in his red robe.

Papa kırmızı elbisesi ile göründü.

She appeared to have forgotten my name.

Adımı unutmuş gibi görünüyordu.

She was forty, but she appeared older.

- Kırk yaşındaydı fakat daha yaşlı görünüyordu.
- Kırk yaşındaydı ama daha yaşlı gözüküyordu.

A big ship appeared on the horizon.

Ufukta büyük bir gemi göründü.

The sun appeared from behind the clouds.

Güneş bulutların arkasından çıktı.

A woman appeared from behind a tree.

Ağacın arkasından bir kadın çıktı.

A cat appeared from behind the curtain.

- Perdenin arkasından bir kedi belirdi.
- Perdenin arkasından bir kedi çıktı.

His dog appeared from behind the door.

Köpeği kapının arkasından çıktı.

A man suddenly appeared in the doorway.

Kapı girişinde aniden bir adam göründü.

It appeared best to remain in front.

Önde kalmak en iyi görünüyordu.

I remember you appeared on television once.

Senin bir defa televizyona çıktığını hatırlıyorum.

Suddenly, a ship appeared through the fog.

Aniden sisin içinden bir gemi çıktı.

He suddenly appeared in front of me.

O aniden benim önümde belirdi.