Translation of "Paint" in Turkish

Fresh paint.

Islak boya.

Paint our house. Use the orange paint.

Evimizi boyayın. Turuncu boya kullanın.

Blend the red paint with the blue paint.

Mavi boya ile kırmızı boyayı karıştırın.

Blend the blue paint with the yellow paint.

Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.

We'll paint it.

Biz onu boyarız.

Use acrylic paint.

Akrilik boya kullanın.

Tom can't paint.

Tom resim yapamaz.

Caution! Wet Paint

Dikkat! Islak boya.

I need paint.

Benim boyaya ihtiyacım var.

I can't paint.

- Boyayamam.
- Ben resim yapamam.

Paint the fence.

Çiti boya.

The paint is off.

- Boyası çıkmış.
- Boya kalkmış.

I'll paint the house.

Evi boyacağım.

Did you paint these?

Bunları boyadın mı?

There is no paint.

Boya yoktur.

The paint peeled off.

Boya sıyırıldı.

Did you paint this?

Bunu boyadın mı?

We need paint thinner.

Tinere ihtiyacımız var.

This paint dries quickly.

Bu boya çabucak kurur.

I used to paint.

Eskiden resim yapardım.

Paint the ceiling first.

- İlk önce tavanı boyayın.
- Önce tavana badana yap.

- They're going to paint the fence tomorrow.
- They'll paint the fence tomorrow.

Çiti yarın boyayacaklar.

The paint hasn't dried yet.

Boya henüz kurumadı.

This paint comes off easily.

- Bu boya çabuk çıkıyor.
- Bu boya kolay çıkar.

Please paint the door white.

Lütfen kapıyı beyaza boya.

Don't touch the wet paint.

Islak boyaya dokunmayın.

I don't like to paint.

Resim yapmayı sevmiyorum.

Help me paint the house!

Evi boyamama yardım et!

Where did you paint them?

Onları nerede resmettin?

You've got paint on you.

Üzerinizde boya var.

Let's paint the ceiling first.

Önce Tavanı boyayalım.

Tom can't paint very well.

Çok iyi resim yapamam.

I have to paint it.

Onu boyamak zorundayım.

The paint is peeling off.

Boya dökülüyor.

Let's paint the town red.

Kasabayı kırmızıya boyayalım.

The paint is still wet.

Boya hâlâ yaş.

Mary taught Tom to paint.

Mary Tom'a boya yapmayı öğretti.

Tom taught Mary to paint.

Tom Mary'ye boya yapmayı öğretti.

Women often paint their fingernails.

Kadınlar genellikle tırnaklarını boyarlar.

What paint do you prefer?

Hangi boyayı tercih edersin?

Did you paint the wall?

Duvarı boyadın mı?

Did you buy any paint?

Hiç boya aldın mı?

She'll paint the fence tomorrow.

O yarın çiti boyayacak.

I need some blue paint.

Biraz mavi boyaya ihtiyacım var.

I can't paint very well.

Ben çok iyi resim yapamam.

Tom will paint his car.

Tom arabasını boyayacak.

Did you paint this yourself?

Bunu kendin mi boyadın?

We've run out of paint.

- Boyamız bitti.
- Boyamız kalmamış.

- The paint was coming off the wall.
- The paint was peeling off the wall.

- Duvarın boyası dökülüyordu.
- Duvarın boyası atmıştı.

- I'll paint my gray house blue.
- I'm going to paint my gray house blue.

Gri evimi maviye boyayacağım.

My hands are stained with paint.

Ellerim boya ile lekelendi.

Tom will paint the fence tomorrow.

Tom yarın çiti boyayacak.

The wall was coated with paint.

Duvar boya ile kaplıydı.

I had him paint my house.

Ona evimi boyattım.

He coated the wall with paint.

O resim ile duvarı kapladı.

We're going to paint the wall.

Biz duvarı boyayacağız.

He knows how to paint houses.

O evleri nasıl boyayacağını biliyor.

Paint this room with a brush.

Bu odayı fırçayla boya.

Their job is to paint cars.

Onların işi arabaları boyamak.

Stir the paint with a stick.

- Boyayı bir çubuk yardımıyla karıştır.
- Boyayı bir çubukla karıştır.

Let me paint you a picture.

Sana bir resim yapayım.

You've got paint on your shirt.

Gömleğinde boya var.

We had Tom paint the wall.

Biz Tom'a duvarı boyattık.

I'll help you paint your house.

Evini boyamana yardım edeceğim.

I helped Tom paint his garage.

Tom'un garajını boyamasına yardım ettim.

I made him paint the house.

Ona evi boyattım.

I love to paint with watercolors.

Sulu boya ile boyamayı seviyorum.

I helped Tom paint the fence.

Tom'un çiti boyamasına yardım ettim.

White paint will brighten the room.

Beyaz boya odaya ışık katacaktır.

When did you paint your bicycle?

Bisikletini ne zaman boyadın?

I like to paint with watercolors.

Ben sulu boya ile boyamak istiyorum.

Tom is teaching me to paint.

Tom bana boya yapmayı öğretiyor.

Mary is teaching me to paint.

Mary bana boya yapmayı öğretiyor.

I love to paint and draw.

Resim ve çizim yapmayı severim.

I like to paint still lifes.

Natürmortları resmetmeyi severim.

Tom loved to draw and paint.

Tom çizmeyi ve resim yapmayı sevdi.

Tom helped us paint the fence.

Tom çiti boyamamıza yardım etti.

Please help me paint my house.

- Lütfen evimi boyamama yardım edin.
- Lütfen evimi boyamama yardım et.

The paint was full of lead.

Boya kurşunla doluydu.

I want to paint my house.

Evimi boyamak istiyorum.

Tom will paint his car blue.

Tom arabasını mavi renkte boyayacak.

I had Tom paint the fence.

Tom'a çitleri boyattım.

Do any of your friends paint?

Arkadaşlarından herhangi biri boya yapar mı?

We don't have any paint left.

Hiç boyamız kalmadı.

He will paint the fence tomorrow.

Çitleri yarın boyayacak.

We had him paint the wall.

- Duvarı ona boyattık.
- Duvarı ona badanalattık.

They will paint the fence tomorrow.

Çiti yarın boyayacaklar.

You don't have to paint the kitchen yellow. You can paint it any color you want.

Mutfağı sarıya boyamak zorunda değilsin.Onu istediğin bir renge boyayabilirsin.

Let me paint a picture for you

Sizin için bir resim çizeyim,

Your dress is touching the wet paint.

Elbiseniz ıslak boyaya dokunuyor.

Why did you paint the bench red?

Neden bankı kırmızıya boyadın?

She had the boys paint the house.

Çocuklara evi boyattı.

He was covered all over with paint.

O tamamen boyayla kaplanmıştı.

This isn't blood. It's just red paint.

Bu kan değil. Sadece kırmızı boya.

Do you want me to paint you?

Sana makyaj yapmamı ister misin?

Why did you paint this wall black?

- Neden bu duvarı siyaha boyadın?
- Neden bu duvarı siyaha boyadınız?

I wish I could paint like that.

Keşke öyle boyayabilsem.