Examples of using "Terrain" in a sentence and their turkish translations:
araziyi haritalayan, olası engelleri teşhis edendir.
Bu çok ciddi bir arazi!
Burası cidden ayak bileği kırmak için birebir.
Mars arazisi çok konuksever görünüyor.
Alışık olunmayan araziyi geçmek zor olabiliyor.
Bununla birlikte arazi, ordunun en büyük düşmanı.
Ordunun geri kalanına rehberlik ediyorlardı.
Çok kafa karıştırıcı bir arazi.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
ve o zamana kadar bu acımasız ortama ve soğuğa dayanabilmek.
Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.
Tehlikeli arazi daha çok asker ve hayvana mezar yeri olmuştu.
Tepelik arazide yer alan katedral uzun bir mesafeden görülebilir.
Sütunları 2 km kadar uzanıyor. hiçbir doğal arazi özelliği ile korunmaz.
Nigbolu gibi yoğun ormanları ve dik yamaçları ile savaş alanlarında
Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.
ve düşman, arazi, yollar ve operasyonları etkileyebilecek diğer her şey hakkında raporları harmanlamak.
Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.
Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.
Sadece çölün sıcaklığıyla ya da arazinin tehlikeleriyle de değil,
Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?
Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.