Examples of using "Ankle" in a sentence and their turkish translations:
O, ayak bileğini burktu.
Bileğim kaşınıyor.
Ayak bileğim kırıldı.
O, ayak bileğini burktu.
Ayak bileğimi burktum.
Tom bileğini burktu.
Bileğini burktun.
Ayak bileğimi incittim.
Ayak bileğimi burktum.
Tom ayak bileğini kırdı.
Tom ayak bileği burktu.
Tom'un ayak bileği kırık.
Anne'in bileği kırılmıştı.
Bana ayak bileğini göster.
Ayak bileği kırılmış.
Ayak bileğimi incittim.
O ona ayak bileğini gösterdi.
Ayak bileğine ne oldu?
Tom'un burkulmuş bir ayak bileği var.
Tom bileğini kırmadı mı?
Şiş bir ayak bileğim var.
Burkulmuş bir ayak bileğim var.
Tom ayak bileğini burktu.
Tom bir ayak bileğini burktuğunu söyledi.
Sanırım ayak bileğimi burktum.
Ben kaydım ve ayak bileğimi burktum.
Mary halhal takıyor.
Tom'un ayağı takıldı ve ayak bileği burkuldu.
Bu, bileğimi yaraladığım zamandır.
Bileğimi yaraladığım yer bu.
Tom yürürken ayak bileğini burktu.
Tom yürüyüş sırasında ayak bileğini burktu.
Tom ayak bileğini nasıl burktu?
Tom, pazartesi günü ayak bileğini burktu.
Burası cidden ayak bileği kırmak için birebir.
Tom uzandı ve ayak bileğini kaşıdı.
Bir taşa takıldım, ayak bileğimi incittim.
Tom bileğini burktu ve o şişti.
Bileğimi burktuğum için oynamayacağım.
Tom, Mary'nin ayak bileğinde bir dövmesi olduğunu fark etti.
Tom ayak bileğini yaralamasaydı kazanırdı.
- Dün, on çift yeni şoset satın aldım.
- Dün, on çift yeni kısa çorap satın aldım.
Ben bir taşın üzerinde takıldım ve bileğimi burktum.
Tom bir ragbi maçı sırasında sol ayak bileğini kırdı.
Tom yolculuğundan iki gün önce ayak bileğini burktu.
Mary ayak bileğine bir bilezik taktı.
Tom ayak bileğini yaralamasaydı kazanırdı.
Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu.
Ayak bileğimi incitmeseydim yarışı kazanabilirdim.
Şişmeyi engellemek için ayak bileğine biraz buz koy.
Tom sadece ayak bileğini burkmadı. O, ayak parmaklarından üçünü kırdı.
Tom bileğini burktu ve eve yürüyerek gidemeyecek.
Tom bugün eve yürüyemeyecek. O bileğini burktu.
Meryem ayak bileğinden ameliyat olduktan sonra Tom onun eli ayağı olmak durumunda kaldı.
Tom, kefaletle çıktığı sırada ayak bileği monitör bileziği takmak zorundadır.
- Merdivende bir adımı kaçırdım ve korkarım ayak bileğimi burktum.
- Merdivende adımımı boşa atıp ayak bileğimi burktum maalesef.
Doktor kırık parmağından ziyade Tom'un ayak bileği hakkında daha endişeli olduğunu söyledi.
Şişmeyi engellemek için ayak bileğine bir buz torbası koymalısın.
Şişliği önlemek için bileğine buz koymalısın.
Onun çorabındaki delik o kadar büyük ki onun ayak bileğini görebilirsin.
Bu duvarın üstünden geçmeye çalışırken bileğini burktu. O ne kadar aptal!