Translation of "Unfamiliar" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Unfamiliar" in a sentence and their turkish translations:

I'm unfamiliar with that word.

Ben o kelimeye aşina değilim.

I'm unfamiliar with that term.

Ben bu terime yabancıyım.

We drove through unfamiliar territory.

Bilinmeyen bölgede araba sürdük.

We're on unfamiliar ground here.

Burada yabancı bir topraktayız.

I'm unfamiliar with that accent.

Ben o aksana yabancıyım.

He's unfamiliar; he demands my attention -

Alışılmadık biri ve dikkatimi çekiyor.

The landscape is unfamiliar to me.

Manzara bana tanıdık değil.

The word is unfamiliar to me.

Bu kelime bana tanıdık değil.

Unfamiliar terrain can be difficult to traverse.

Alışık olunmayan araziyi geçmek zor olabiliyor.

First, for those unfamiliar with what I do,

Ne yaptığımı bilmeyenler için

The cat was scared by an unfamiliar noise.

Kedi tanımadığı bir gürültüden korktu.

The voice on the phone was unfamiliar to me.

Telefondaki ses bana yabancıydı.

I am unfamiliar with the customs of this country.

Bu ülkenin geleneklerine aşina değilim.

You should look up all unfamiliar words in a dictionary.

Tüm yabancı kelimelere bir sözlükte bakman gerekiyor.

Fadil saw an unfamiliar car parked in front of his house.

Fadıl, evinin önüne park etmiş yabancı bir araba gördü.

If you come across an unfamiliar word, look it up in your dictionary.

Bilinmeyen bir kelimeye rastlarsanız, o kelimeye sözlükte bakın.

Being unfamiliar with foreign languages, you'll never be able to understand the foreigner's silence.

Yabancı dillerle yabancı olursan, yabancının sessizliğini asla anlayamazsın.

Tom was threatened with a knife on the street at night by an unfamiliar man and robbed of his money.

Tom bir yabancı adam tarafından sokakta gece bıçakla tehdit edildi ve parası soyuldu.

On the street at night, Tom was threatened by an unfamiliar man with a knife and robbed of his money.

Gece sokakta, Tom bıçaklı yabancı bir adam tarafından tehdit edildi ve parasını soydular.