Examples of using "Unfamiliar" in a sentence and their turkish translations:
Ben o kelimeye aşina değilim.
Ben bu terime yabancıyım.
Bilinmeyen bölgede araba sürdük.
Burada yabancı bir topraktayız.
Ben o aksana yabancıyım.
Alışılmadık biri ve dikkatimi çekiyor.
Manzara bana tanıdık değil.
Bu kelime bana tanıdık değil.
Alışık olunmayan araziyi geçmek zor olabiliyor.
Ne yaptığımı bilmeyenler için
Kedi tanımadığı bir gürültüden korktu.
Telefondaki ses bana yabancıydı.
Bu ülkenin geleneklerine aşina değilim.
Tüm yabancı kelimelere bir sözlükte bakman gerekiyor.
Fadıl, evinin önüne park etmiş yabancı bir araba gördü.
Bilinmeyen bir kelimeye rastlarsanız, o kelimeye sözlükte bakın.
Yabancı dillerle yabancı olursan, yabancının sessizliğini asla anlayamazsın.
Tom bir yabancı adam tarafından sokakta gece bıçakla tehdit edildi ve parası soyuldu.
Gece sokakta, Tom bıçaklı yabancı bir adam tarafından tehdit edildi ve parasını soydular.