Examples of using "Squeezed" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir tane sıktım.
Onlar birlikte sıktılar.
Tom, Mary'nin elini sıktı.
O bacağını sıkıştırdı.
Tom süngeri sıktı.
Tom limonu sıktı.
O, omuzumu sıktı.
O onun elini sıktı.
O onun elini sıktı.
Ben tetiği çektim.
Tom tetiği çekti.
Onun omuzlarını sıktım.
Onun elini sıktı.
Tom, Mary'nin omzunu sıktı.
Ben limonu sıktım.
O limon sıktı.
Tom rahatlatıcı şekilde Mary'nin elini sıktı.
Tom gözlerini kapalı kıstı.
Tom Mary'nin kolunu kibarca sıktı.
sistemden çıkarılırsa nasıl olur?
Kız şevkâtle bebeğini kucakladı.
O, çay için bir limon sıktı.
Hiç portakal sıktın mı?
Tom bu portakal suyunu kendisi sıktı.
Tom portakalın suyunu sıktı.
Birkaç portakalın suyunu sıktı.
Tom Mary'nin elini tuttu ve sıktı.
Portakalların suyunu sıktım.
Tom'un elini sıktım.
O, tüpten diş macunu sıktı.
Gözlerimi kapadım ve tetiği çektim.
ve burada sıkıştığımız çok küçük bir kısmı var.
Şu ana kadar ilk kez bir portakal sıktım.
Bir bardak doğal, taze sıkılmış meyve suyu gibi bir şey yok.
Asansörde sıkıştık.
Adam silahı alnına dayadı ve tetiği çekti.
Her yönden sıkıştırılmışız, ama ezilmiş değiliz. Şaşırmışız, ama çaresiz değiliz.
Birçok portakaldan su sıktı.
Anneannem bir avuç yeşil fasulyeyi çıkardı. Onları eski bir tavanın içine döktü. Sabırla onları kızarttı, bakır kulplu bir ahşap el değirmeninde öğüttü, sonucu eski moda bir Macar espresso makinesi içine sıktı, onu bir tepsiye koydu ve iki saat sonra, o kahveydi.