Translation of "Worker" in Turkish

A happy worker is a better worker.

Mutlu işçi, daha iyi bir işçidir.

- He's a construction worker.
- She's a construction worker.

- O bir inşaat işçisi.
- O bir amele.

- I am an office worker.
- I'm an office worker.

Ben bir ofis çalışanıyım.

- I'm a social worker.
- I am a social worker.

Ben bir sosyal hizmet görevlisiyim.

I'm a government worker.

Ben bir devlet işçisiyim.

He's a construction worker.

- O bir inşaat işçisi.
- O bir amele.

She's a sex worker.

O bir seks işçisi.

He's a sex worker.

O bir seks işçisidir.

I'm a hard worker.

Ben çok çalışkanım.

She's a farm worker.

O bir çiftçi.

You're a fast worker.

Sen hızlı bir işçisin?

I'm a construction worker.

Ben bir inşaat işçisiyım.

- I'm just a plain old office worker.
- I'm just a plain office worker.
- I'm just a regular office worker.

Ben sadece sıradan bir ofis çalışanıyım.

- Tom is a really good worker.
- Tom is really a good worker.

Tom gerçekten iyi bir işçi.

A farm worker comes in.

bir çiftçi geldi.

You're really a hard worker.

Sen gerçekten sıkı bir işçisin.

Tom is a good worker.

Tom iyi bir işçidir.

He is a careful worker.

O dikkatli bir işçidir.

The worker is bringing water.

İşçi su getiriyor.

She's a very hard worker.

O çok çalışkandır.

He's a very hard worker.

O çok çalışkandır.

Tom is a construction worker.

Tom bir inşaat işçisi.

He is a hard worker.

O çok çalışkandır.

He is an office worker.

O bir büro elemanıdır.

Tom is a hard worker.

Tom çok çalışkan biri.

She trusted a co-worker.

O bir meslektaşa güvendi.

Tom is a social worker.

Tom sosyal bir işçidir.

Tom is a fast worker.

Tom hızlı bir işçi.

Tom is a careful worker.

Tom dikkatli bir işçi.

Tom was a good worker.

Tom iyi bir işçiydi.

Tom isn't a good worker.

Tom iyi bir işçi değil.

He's a very zealous worker.

O çok gayretli işçi.

Tom is my best worker.

Tom benim en iyi işçim.

Tom is a farm worker.

Tom bir çiftlik işçisi.

You're such a hard worker.

Böylesine sıkı bir işçisin.

Dad is a hard worker.

Babam sıkı bir işçidir.

Tom injured a co-worker.

Tom bir iş arkadaşını yaraladı.

You're a very hard worker.

Sen çok çalışkan bir işçisin.

Tom is a reliable worker.

Tom güvenilir bir çalışan.

He is a good worker.

- İyi bir işçi.
- İyi bir çalışan.

An ordinary citizen, a field worker,

tıpkı bir girişimciye, entelektüele,

He is a really good worker.

O, gerçekten iyi bir işçidir.

I'm just a plain office worker.

Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.

He is, indeed, a hard worker.

O gerçekten çok çalışkan bir işçi.

He's just an ordinary office worker.

O, sadece sıradan bir büro çalışanıdır.

Have you ever fired a worker?

Hiç işçi kovdun mu?

This worker is easy to replace.

Bu işçiyi değiştirmek kolay.

Tom is a very hard worker.

Tom çok sıkı bir işçidir.

His brother is a hard worker.

Kardeşi çok çalışır.

His father was a railway worker.

Onun babası bir demiryolu işçisi.

My father is an office worker.

Babam bir büro çalışanıdır.

I've always been a hard worker.

Ben her zaman çok çalışkandım.

Tom worked as a postal worker.

Tom posta işçisi olarak çalıştı.

Tom is a very zealous worker.

- Tom çok gayretli bir işçidir.
- Tom çok gayretli bir çalışandır.

My grandfather is a tireless worker.

Büyükbabam yorulmaz bir işçidir.

His sibling is a hard worker.

Kardeşi çok çalışır.

Her sister is a hard worker.

Kardeşi çok çalışır.

His sister is a hard worker.

Kardeşi çok çalışır.

Her sibling is a hard worker.

Kardeşi çok çalışır.

Her brother is a hard worker.

Kardeşi çok çalışır.

You're a construction worker, aren't you?

İnşaat işçisisin, değil mi?

Tom is a really hard worker.

Tom gerçekten çalışkan bir işçidir.

Tom is really a good worker.

Tom gerçekten iyi bir işçi.

Tom is just a part-time worker.

Tom sadece bir yarı zamanlı işçi.

I'm just a plain old office worker.

Ben sadece düz eski bir ofis çalışanıyım.

- He's a farm worker.
- He's a farmer.

O bir çiftlik işçisi.

She was a zealous worker for charity.

Yardım için istekli bir çalışandı.

The young worker was asked to resign.

Genç çalışandan istifa etmesi istendi.

They asked the young worker to resign.

Onlar genç işçinin istifa etmesini istedi.

That girl is certainly a hard worker.

Şu kız kesinlikle çalışkan bir işçi.

They said I was their best worker.

Onlar benim onların en iyi işçisi olduğumu söyledi.

Tom called a co-worker for help.

Tom yardım için bir yardımcı işçi çağırdı.

Tom is a good worker, isn't he?

Tom iyi bir işçi, değil mi?

Tom is a hard worker, isn't he?

Tom çok çalışkan, değil mi?

- He was a hard worker in his youth.
- When he was young, he was a hard worker.

O gençken, sıkı bir işçiydi.

worker is the building block of a country

işçi bir memleketin yapı taşıdır

He remained poor despite being a hard worker.

Çalışkan bir işçi olmasına rağmen fakir kaldı.

Though he's not clever, he's a diligent worker.

O, zeki olmasa da çalışkan bir işçidir.

I cannot fire Ken. He's a good worker.

Ken'i kovamıyorum. O iyi bir işçi.

The worker is carrying sand with a shovel.

- İşçi, bir kürekle kum taşıyor.
- İşçi, kürekle kum taşıyor.

She gave a lift to a co-worker.

O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.

Tom is the best worker in our company.

Tom şirketimizdeki en iyi işçidir.

He was fired for being an incompetent worker.

O beceriksiz bir işçi olduğu için kovuldu.

Tom has always been a really hard worker.

Tom her zaman çalışkan bir işçiydi.

Tom is really a good worker, isn't he?

Tom gerçekten iyi bir işçi, değil mi?

He is the best worker in our company.

Şirketimizin en iyi çalışanı o.

Please don't get mad, sir! I'm a new worker!

Lütfen kızmayın, efendim! Ben yeni bir işçiyim!

He was a good worker, say what you will.

O çok iyi bir işçiydi, ne istiyorsan onu söyle.

There was an attack on a worker last night.

Dün gece bir işçiye bir saldırı oldu.

Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.

Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.

Tom's biography is that of an honest Soviet worker.

Tom'un biyografisi, dürüst bir Sovyet işçisinin biyografisidir.

Tom has a son who is a construction worker.

Tom'un inşaat işçisi olan bir oğlu var.

You are a worker, a colleague, a student, a teacher

Bir işçi veya meslektaş, öğretmen veya öğrencisiniz.

It is the obligation of every worker to pay taxes.

Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür.

An old worker was found repairing machinery in the workshop.

Yaşlı bir işçi atölyede makineyi tamir ederken bulundu.

This is the first time I've ever fired a worker.

Bu, bir çalışanı şimdiye kadar ilk kez kovuşum.