Examples of using "Snap" in a sentence and their turkish translations:
Kendine gel!
- Bu çok kolay bir iş.
- Bu bir çocuk oyuncağı.
hemen birbirlerine kenetleniyorlar
Bir gıyabi karar verdim.
- Parmak şıklatabilir misin?
- Parmaklarını şıklatabiliyor musun?
Seni terslemek istemedim.
- Anne çantasını bir çıtçıtla kapattı.
- Annem çantasını çat diye kapattı.
Bu hafta bir soğuk hava dalgası bekleniyor.
Parmaklarımı şakırdattığımda uyanacaksın.
Bu yeni kameranın kullanımı kolaydır.
Üzgünüm, amacım sizi terslemek değildi.
Tom kesinlikle anlık kararlar vermede iyidir.
Beni öyle terslemek zorunda değilsin.
Sakinleşmeye ve kendimi toparlamaya ihtiyacım var.
Onu bir kez anlarsan o çok kolay.
Ağır vakalarda çatlaklar oluşabilir ya da kırılabilir.
Kendine gel! Bütün hafta bir şey yapmadın.
Parçaların çoğu yerine oturduğu için montaj gerçekten kolaydı.
Onu omuzlarından tutarak, onu salladı ve bağırdı, "Kendine hakim ol!"
Kendini toparlamak zorundasın.
Bir soğuk hava dalgası Avrupa'ya yayıldı.
Kendine gel.
Cadı, Rapunzel'in saçlarını sol eline iki kez doladı, diğer eline aldığı makasla o güzelim örgüleri teker teker kesti, hepsi kesik halde yerde öylece duruyordu.
Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"