Translation of "Judgment" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Judgment" in a sentence and their turkish translations:

Use your best judgment.

En iyi kararını kullan.

Use your own judgment.

Kendi kararını kullan.

I trust Tom's judgment.

Ben Tom'un yargısına güveniyorum.

We trust your judgment.

Biz senin kararına güveniyoruz.

It requires judgment and risk.

Muhakeme ve risk gerektiriyor.

Do you trust my judgment?

Benim yargıma güveniyor musunuz?

I've always trusted your judgment.

Senin kararına hep güvendim.

I made a judgment call.

Kanaate dayalı bir karar verdim.

I made a snap judgment.

Bir gıyabi karar verdim.

It's an error in judgment.

Bu, yargıda bir hatadır.

Are you questioning my judgment?

Benim kararımı sorguluyor musun?

It was a judgment call.

- Bu bir hakem kararıydı.
- Kanaate dayalı bir karardı.

Don't pass judgment too quickly.

Çok hızlı hüküm vermeyin.

Tom always shows good judgment.

Tom her zaman iyi yargı gösterir.

The judgment isn't entirely fair.

Yargılama tamamen adil değil.

The judgment is being appealed.

Mahkeme kararı temyiz ediliyor.

The judgment has been appealed.

- Karara itiraz edildi.
- Karar temyiz edildi.

Tom will appeal the judgment.

Tom yargıya itiraz edecek.

Don't you trust my judgment?

Benim kararıma güvenmiyor musun?

Sami's rage clouded his judgment.

Sami'nin öfkesi onun yargısını bulanıklaştırdı.

Sami is appealing that judgment.

Sami o karara itiraz ediyor.

The day of judgment has arrived.

Yargılama günü geldi.

Tom made a bad judgment call.

Tom kötü bir yargılama çağrısı yaptı

I made an error in judgment.

Ben yargıda bir hata yaptım.

The day of judgment has come.

Yargı günü geldi.

This girl has very good judgment.

Tom'un çok iyi yargısı var.

They that have judgment everywhere prevail.

Her yerde yargılayanlar hüküm sürüyor.

I made a mistake in judgment.

Yargıda hata yaptım.

I couldn't rely on Tom judgment.

Tom'un kararına güvenemezdim.

I'm asking you to trust my judgment.

Benim kararıma güvenmeni istiyorum.

I cannot render a judgment on that.

Bu konuda bir karar veremiyorum.

Today, judgment and shame surround a different issue.

Bugün suçlama ve karalama farklı bir konuda yapılıyor.

Atheists will get their comeuppance on Judgment Day.

Ateistler yargı gününde hak ettikleri cezayı alacaklar.

judgment is clouded by one four letter word:

genellikle değerlendirmeleri dört kelime tarafından gölgeleniyor:

Are you questioning my judgment on this matter?

Bu konudaki kararımı mı sorguluyorsun?

That leads our thinking away from a correct judgment.

sistematik bir eğilim olduğunu biliyor olabilirsiniz.

I knew that somebody listening to me without judgment

Biliyordum ki beni yargılamadan dinleyen biri

It's a mix of judgment and what we carry,

Bu bir yargı ve önemsediğimiz şeylerin karışımı

Sami refused to accept the judgment of the court.

Sami mahkemenin kararını kabul etmeyi reddetti.

Thinking is difficult, and therefore many people only pass judgment.

Düşünmek zordur ve bu yüzden birçok insan sadece hüküm verir.

I try not to let my emotions cloud my judgment.

Duygularımın kararımı gölgelemesine izin vermemeye çalışıyorum.

- Do you trust Tom's judgment?
- Do you trust Tom's judgement?

Tom'un kararına güveniyor musun?

This contradicting information could turn a wrong into a right judgment.

bu çelişkili bilgi bir hatayı doğru bir yargıya dönüştürebilir.

God won't forgive it. There's no way to escape his judgment.

Tanrı bunu bağışlamaz. Onun yargısından kaçış yoktur.

I'm going to suspend my judgment until the movie is over.

Film bitene kadar kararımı askıya alacağım.

So, we wouldn't even realize that we ended up in a wrong judgment,

Böylece yanlış bir yargıda bulunduğumuzu

I didn't have time to think. I had to make a judgment call.

Düşünmek için zamanım yoktu. Kanaate dayalı karar almak zorundaydım.

In his report to France’s new First Consul, Napoleon Bonaparte, Masséna wrote, "for judgment

Fransa'nın yeni Birinci Konsolosu Napolyon Bonaparte'a yazdığı raporda Masséna, "Yargı

Layla didn't want to get punished on the Day of Judgment for not wearing the hijab.

Leyla tesettüre girmediği için Kıyamet Günü'nde cezalandırılmak istememişti.

I want from you an open mind, no judgment, and just get out of your comfort zone.

Hepinizi açık zihinli, ön yargısız ve konfor alanınızdan çıkmış istiyorum.