Translation of "Purse" in Turkish

0.064 sec.

Examples of using "Purse" in a sentence and their turkish translations:

That's my purse.

O benim çantam.

-- a small purse.

desteklemeye başladılar.

Where's Mary's purse?

Mary'nin çantası nerede?

Don't lose your purse.

Cüzdanını kaybetme.

Mary grabbed her purse.

Mary çantasını tuttu.

I forgot my purse.

Çantamı unuttum.

I lost my purse.

Cüzdanımı kaybettim.

She lost her purse.

- O, kendi cüzdanını kaybetti.
- O, çantasını kaybetti.

She grabbed her purse.

Kendi çantasını yakaladı.

Is this your purse?

Bu sizin çantanız mı?

Tom stole my purse.

Tom cüzdanımı çaldı.

Tom stole Mary's purse.

Tom, Mary'nin cüzdanını çaldı.

She misplaced her purse.

- Çantasını yanlış yere koydu.
- O, çantasını yanlış yere koydu.

Your purse is open.

Çantanız açık.

Mary lost her purse.

Mary çantasını kaybetti.

Tom found Mary's purse.

Tom Mary'nin cüzdanını buldu.

Sami stole Layla's purse.

Sami, Leyla'nın para çantasını çaldı.

He has swords and purse.

Onun kılıçları ve parası var.

I left my purse behind.

Çantamı geride bıraktım.

Did you find your purse?

Çantanı buldun mu?

Slip this into your purse.

Bunu çantana koy.

Have you seen my purse?

Çantamı gördün mü?

Mary reached for her purse.

Mary çantasına uzandı.

Mary looked in her purse.

Mary çantasına baktı.

She carried a silk purse.

O ipek bir çanta taşıdı.

I don't have my purse.

Benim çantam yok.

Carry this in your purse.

Bunu cüzdanında taşı.

Mary rummaged through her purse.

Mary çantasını karıştırdı.

A man stole my purse.

Bir adam cüzdanımı çaldı.

I've lost my purse again.

Ben çantamı tekrar kaybettim.

What is in this purse?

Bu çantanın içinde ne var?

Mary doesn't carry a purse.

Mary bir çanta taşımaz.

That man stole my purse.

O adam cüzdanımı çaldı.

Mary lost her purse yesterday.

Mary dün cüzdanını kaybetti.

I don't carry a purse.

Ben cüzdan taşımıyorum.

Can you hold my purse?

Cüzdanımı tutabilir misiniz?

He stole my purse from me.

O, benden çantamı çaldı.

Mary hit Tom with her purse.

Mary çantasıyla Tom'a vurdu.

I found this in her purse.

Bunu onun çantasında buldum.

I was robbed of my purse.

Cüzdanım soyuldu.

Empty the purse into this bag.

Cüzdanı bu çantaya boşalt.

She was robbed of her purse.

Onun cüzdanını çaldılar.

She grabbed her purse and left.

O, çantasını aldı ve gitti.

Mary grabbed her purse and left.

Meryem, çantasını alıp gitti.

Tom stole money from Mary's purse.

Tom Mary'nin cüzdanından para çaldı.

This purse is made of paper.

Bu çanta kağıttan yapılmıştır.

When did you miss the purse?

Cüzdanı ne zaman kaybettin.

Your purse is similar to mine.

Cüzdanınız benimkine benziyor.

Mrs. Baker had her purse stolen.

Bayan Baker çantasını çaldırdı.

Layla left her purse at home.

Leyla çantasını evde bıraktı.

Mary left her purse at home.

Mary çantasını evde bıraktı.

Your passport is in my purse.

Pasaportun cüzdanımda.

Sami saw jewelry in Layla's purse.

Sami, Leyla'nın çantasındaki mücevherleri gördü.

The man robbed me of my purse.

Adam benim cüzdanımı soydu.

I forgot my purse in the church.

Cüzdanımı kilisede unuttum.

There are many articles in her purse.

Onun çantasında çok sayıda makale var.

What did you do with my purse?

Cüzdanımla ne yaptın?

Mother closed her purse with a snap.

- Anne çantasını bir çıtçıtla kapattı.
- Annem çantasını çat diye kapattı.

Mary carries pepper spray in her purse.

Mary çantasında biber gazı taşıyor.

I put my money in a purse.

Paramı bir cüzdana koydum.

I seem to have lost my purse.

Cüzdanımı kaybettim gibi geliyor.

I don't like to carry a purse.

Ben el çantası taşımayı sevmiyorum.

My purse was stolen on the bus.

- Otobüste cüzdanımı çaldırdım.
- Cüzdanım otobüste çalındı.

There were many fingerprints on the purse.

Çanta üzerinde çok sayıda parmak izi vardı.

Mary placed her purse on the table.

Mary çantasını masaya koydu.

Tom stole some money from Mary's purse.

Tom Mary'nin cüzdanından biraz para çaldı.

She found her purse under the desk.

O, çantasını masanın altında buldu.

Mary slammed her purse on the table.

Mary çantasını çarparak masaya koydu.

I didn't think to grab my purse.

Çantamı almayı düşünmedim.

Tom found a gun in Mary's purse.

Tom, Mary'nin el çantasında bir silah buldu.

Tom took money out of Mary's purse.

Tom Mary'nin çantasından para aldı.

Mary left her purse in her car.

Mary çantasını arabasında bıraktı.

Mary threw her purse on the bed.

Mary çantasını yatağa attı.

Mary forgot her purse in her car.

Mary çantasını arabasında unuttu.

Tom saw Mary's purse on the counter.

Tom tezgahta Mary'nin çantasını gördü.

Layla put the money in her purse.

Leyla parayı el çantasına koydu.

Give me your purse and your cellphone.

Çantanızı ve cep telefonunuzu bana verin.

Mary forgot her purse in the car.

Mary cüzdanını arabada unuttu.

Tom found Mary's purse under the sofa.

Tom Mary'nin çantasını kanepenin altında buldu.

Mary put her purse on the table.

Mary çantasını masanın üzerine koydu.

Tom stole money from his mother's purse.

Tom annesinin çantasından para çaldı.

Sami found sleeping pills in Layla's purse.

Sami Leyla'nın çantasında uyku hapları buldu.

- I must have lost my purse in the supermarket.
- I must've lost my purse in the supermarket.

Cüzdanımı süpermarkette kaybetmiş olmalıyım.

Tom stole some money from his mother's purse.

Tom annesinin çantasından biraz para çaldı.

I had my purse stolen in the bus.

Otobüste cüzdanımı çaldırdım.

You carry too much stuff in your purse.

Cüzdanında çok şey taşırsın.

Mary pulled her wallet out of her purse.

Mary çantasından cüzdanını çıkardı.

Mary put her purse on the kitchen table.

Mary çantasını mutfak masasına koydu.

Tom bought Mary a purse for her birthday.

Tom Mary'ye doğum günü için bir cüzdan aldı.

Mary claimed that her purse had been stolen.

Mary çantasının çalındığını iddia etti.

She wondered where she had lost her purse.

Çantasını nerede kaybettiğini merak etti.

Dan examined the contents of the victim's purse.

Dan kurbanın çantasının içeriğini inceledi.

Will you help me look for my purse?

Cüzdanımı aramama yardım eder misin?

Mary got her phone out of her purse.

Mary telefonunu çantasından çıkardı.

Sami found a purse full of credit cards.

Sami kredi kartlarıyla dolu bir çanta buldu.

I left my purse at your parents' house.

Çantamı anne babanın evinde unuttum.